Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8118 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16901 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların bir yıldır evli olduklarını, boşanma davasının devam ettiğini, evlenirken müvekkiline bağışlama niteliğinde ziynet eşyası takıldığını, bu altınların daha sonra davalı eş ve kayınbaba tarafından alındığını, iade edilmediğini, akıbeti sorulduğunda kendilerinde olduğunu beyan ettiklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla altınların iadesine olmadığı takdirde bedellerinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; bağışlama iradesi olmadığını, davalı ...'in hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu ziynet eşyalarının tamamının davalının uhdesinde kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; dava konusu altınların davalıda kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 1 adet reşat beşibiyerde altın, 5 adet cumhuriyet altını, 10 adet çeyrek altın, 8 adet 22 ayar bileziğin mümkün olduğu takdirde davalılardan aynen alınarak davacıya verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde değeri olan 10.375,00 TL nin 7.000,00 TL si için dava tarihinden itibaren 3.375,00 TL si için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297.maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.İİK'nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Hükümde bileziklerin gramının yazılı olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bileziklerin gramına ilişkin belirlemede bulunulmadığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, karar verilen ziynet eşyalarından bilezikler yönünden gramının yazılmayarak HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.