MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen suya elatmanın önlenmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait 489 parselde kayıtlı 7070 m²'lik tarlasının bulunduğunu, bu tarlayı kadimden beri yakınında bulunan kaynaktan havuzu vasıtasıyla biriktirdiği su ile sulayarak tarım yaptığını, müvekkilinin taşınmazının yakınına davalılar tarafından sondaj kuyu ve keson kuyu açıldığını bundan sonra müvekkilinin sularının kuruduğunu, bu kuruma neticesinde susuzluktan meyve ağaçlarının zarar gördüğü ileri sürülerek, davalıların suya vaki müdahalelerinin önlenmesine ve davalılar tarafından yapılan kuyularının kapatılmak suretiyle eski hale iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece; davacının taşınmazını kadimden beri yakınından çıkan kaynak sularını havuzunda biriktirmek suretiyle suladığını, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalıların yaptıkları sondaj kuyularının davacı kaynağını etkilemediğini, ancak davalılardan ...'in yaptığı keson kuyunun davacıya ait kaynağı; beslenme alanlarının aynı olması nedeniyle etkilediğini, bu nedenle 30.11.2011 tarihli bilirkişi krokisinde c harfi ile gösterilen davalılardan ...'e ait keson kuyunun kapatılmak suretiyle müdahalesinin önlemesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle de delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı ...'e ait keson kuyunun davacının kaynağına 116 m.uzaklıkta olduğunu, pompaj testi için gerekli ekipman ve su olmadığından pompaj testi yapılmadığını, kanaate göre keson kuyu ile davacıya ait kaynağın beslenme alanlarının aynı olduğunu, bu keson kuyunun davacı kaynağını etkilediği beyan edilmiştir.Somut olayda, davacının kaynağını etkilediği bildirilen davalı ...'e ait keson kuyuya su ilave edilerek pompaj testi yapıldığında davacının kaynağına su gelip gelmediği, bu keson kuyunun davacının kaynağını etkileyip etkilemediği, etkiliyorsa ne kadar etkilediği tam ve sağlıklı olarak tesbit edilmeden ve davalının keson kuyusunun kapatılması halinde suyun davacı kaynağına dönüp dönmediği araştırılıp, tesbit edilmeden soyut olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; davalının keson kuyusunun kapatılması halinde suyun davacı kaynağına dönmesi halinde şimdiki gibi hüküm kurulmalı, aksi halde etkileme derecesi tam ve sağlıklı olarak tespit edilip, etkileme derecesine göre davalının keson kuyusundan davacının kaynağına (havuzuna) su akıtılmasına ilişkin su rejimi kurulup kurulmayacağı araştırılıp, tespit edilip gerekirse su rejimi kurulmasına karar verilmelidir. (Şartları oluşmuş ise davalının kuyusunun davacının kaynağını etkilediği miktar kadar davalının keson kuyusundan davacının havuzuna su akıtılmasına ilişkin su rejimi kurulmalıdır.) Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı ... için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ...'e verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.