Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7881 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5931 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; müvekkilinin, ticaret ve alışveriş merkezi olarak değerlendirileceği ilan edilen davalı ...ye ait taşınmazın 352/246650 payını m²'si 1.699 TL den toplam 350.000 USD bedel ödeyerek satın aldığını, ancak projenin hayata geçirilemediği gibi taşınmazın da m²'si 944,16 TL'den ...’ye devredildiğini, gelişen bu durum karşısında müvekkilinin davalı ile yapmış olduğu sözleşmeye güvenerek taşınmaza gerçek değerinden fazla bedel ödediğini, bu nedenle müvekkilinin davalı aleyhine ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu kısmi davada uğradığı zararın 94.709 TL olarak tespit edildiğini ve bu miktarın 2.000 TL’lik kısmının hüküm altına alındığını bildirerek; müvekkilinin bakiye zararı için başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalı taraftan tahsilinin talep etmiştir.Davalı ... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; “Davacı gerçekleşmeyen reklâm vaatlerine güvenerek yüksek bedelle işyeri satın almış, vaatleri gerçekleşmemiş, çarşıdaki diğer işyerleri satılamamıştır. Gerçeğe aykırı vaatler haksız fiil ve fazla ödenen meblağ davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil etmiştir. BK.nun 60. ve 66. maddelerinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresi satıştan sonra dolduğu gibi ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen bilirkişi raporunun tebliğinden sonra da dolmuştur. Zarara ve faile ıttıla tarihinden sonra bir yıldan fazla süre geçmiştir. Önceki davada fazla hakların saklı tutulması zamanaşımını kesmez. Davalının zamanaşımı def'i süresinde ve yerindedir.” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; taraflar arasındaki ilişkinin hangi hukuki sebebe dayalı olduğu ve varılacak sonuca göre zamanaşımı süresinin ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır.Davaya konu olayda; dosyada mevcut belge kapsamlarından da anlaşılacağı üzere, davacı, davalı ...ye ait taşınmazın 352/246650 payını 21.04.2004 tarihinde satım suretiyle temlik almıştır. Esasen bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Öte yandan taraflar arasında ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2007/296 E. sayılı kısmi davanın satım sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak neticelendiği sabit olduğu gibi, devamı olan bu davada da yine aynı sözleşmeye dayanılmıştır. Taraflar arasında kurulan hukuki ilişki; taşınmaz satım sözleşmesi niteliğinde olup, davacının bu sözleşme ilişkisine dayanarak zararının tazminini talep ettiği açıktır. O halde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın; haksız fiil veya sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının da buna göre belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, alacağın Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu ve dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolmadığı göz önünde tutularak işin esasına girilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.