Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7865 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1208 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 49. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/09/2013NUMARASI : 2012/9-2013/228Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında enerji satımına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının elektrik sarfiyatından kaynaklanan borcu ödemediğini, yapılan icra takibine haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, elektrik faturalarının ödenmemesi nedeniyle davacının elektriği zamanında kesmediğini, olayda meydana gelen zararın davacının ihmal ve kusurundan kaynaklandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü'nün 2009/13119 esas sayılı icra takibine davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 844,77 TL asıl alacak, 2.940,28 TL gecikme zammı ve KDV olmak üzere toplam 3.788,05 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Uyuşmazlık, aboneliği iptal ettirmedikçe abonenin kullandığı elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı ve zamanında ödenmeyen elektrik faturalarından dolayı tarife ve yönetmelik hükümleri gereğince davacının elektriği kesmesi gerekirken kesmemesinin, dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedelinden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu abonenin sorumluğunun hüküm altına alındığı 2013/13-492/505 Esas, Karar, 2008/19-174 Esas, 199 Karar esas sayılı ilamları ile; “abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiştir”.Taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderecek meri mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır. 09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50.maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir. 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. HMK.nun 30.maddesine göre; yargılamaya hâkim olan ilkelerinden birisi de usul ekonomisi ilkesidir.Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 25.09.1997 tarihli ve 2086039 nolu elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme bulunduğu, dava konusu tüketimin 22.05.2001-30.04.2003 tarihleri arasındaki döneme ait olduğu, bu tüketim döneminde abonenin davalı şirket olduğu ancak elektrik tüketiminin fiilen davalı tarafça kullanılmadığı anlaşılmaktadır.Davacı kurum tarafından elektrik tüketim faturalarının tahsili amacıyla, davalı aleyhine Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2009/13119 esas sayılı dosyası ile 22.06.2009 tarihinde icra takibi başlatıldığı, 1.529,64 TL asıl alacak, 4.104,91 TL gecikme cezası ve 738,93 TL KDV olmak üzere toplam 6.373,48 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, 18.10.2010 tarihinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında düzenlenen 11.03.2013 tarihli Bilirkişi Raporu ile, 22.05.2001-30.04.2003 tarihleri arasındaki 20 adet fatura dönemi bulunduğu, 30.10.2012 tarihi itibariyle gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si olmak üzere davacının davalıdan toplam 7.568,82 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.Mahkemece hüküm kurulurken, davalının 22.05.2001-23.07.2001 son ödeme tarihli faturalardan tam olarak sorumlu olduğu, davacı kurumun elektriği kesmemesi, davalının ise aboneliğini iptal ettirmemesi nedeniyle mütefarik kusurlarının bulunduğu belirtilerek, 23.07.2001 tarihinden sonraki faturalar yönünden tarafların % 50-% 50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.Olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının (8) yıl gibi uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolaysıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki buda yukarıda bahsedilen usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir. Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile davalının dava konusu ana borçtan (ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu, davacının yönetmelik gereği elektriği uzun süre kesmemesinin (somut olayda 8 yıl) dairemiz uygulamasına göre davacı açısından müterafik kusur oluşturacağı ancak bu kusurun da gecikme zammı veya faizden indirim sağlayacağı dikkate alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.