MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2012/579-2013/774Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin malik olduğu davaya konu taşınmazı 14.10.2005 tarihinde davalıya sattığını, ancak bu yerde elektrik aboneliği devam ettiği için dava dışı UEDAŞ'ın elektrik bedellerini davacıdan icra yoluyla tahsil ettiğini, müvekkilinin kullanmadığı elektrik bedelini ödediğini iddia ederek tapu maliki olan davalıdan 10.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin fiili kullanıcı ve abone olmadığını, fiili kullanıcının dava dışı kiracı A.. U.., abonenin ise davacı olduğunu, davaya konu bedelin davalıdan tahsilinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; işyeri niteliğindeki taşınmazdaki elektriğin davalı tarafından kullanıldığının kanıtlanamadığı, tanık anlatımlarından belirli bir dönem, dava dışı A.. U..'ın kiracı olarak bulunduğunun belirtildiği, davacının ödediği bedeli, elektriği fiilen kullanan kişiden isteyebileceği, sebepsiz zenginleşmede şahsilik prensibi gereğince, bu kişinin sebepsiz zenginleştiği ve bedelin ancak ondan istenebileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı her ne kadar abone olarak tahakkuk eden elektrik bedellerinden sorumlu ise de, Elektrik Dağıtım Şirketine ödediği bedeli elektrik enerjisini kullanan fiili kullanıcıdan rücu hakkı bulunmaktadır. Somut olayda uyuşmazlık, davaya konu taşınmazın fiili kullanıcısının tespiti noktasında toplanmaktadır. Davacının davaya konu aboneliğin bulunduğu taşınmazı davalıya 14.10.2005 tarihinde sattığı, fakat aboneliği devretmediği, dava dışı UEDAŞ'ın iş bu aboneliğe ait 2010/08-2011/04 dönemleri ödenmemiş fatura bedellerinin tahsili amacıyla davacı aleyhine takip yaparak borcu tahsil ettiği, bu kez davacının tapu maliki olan davalıdan, UEDAŞ'a ödediği bedelin tahsilini talep ettiği, davalının ise fiiili kullanıcı olmadığını savunarak davanın reddini dilediği anlaşılmaktadır. Davalı fiili kullanıcı olmadığının ispatı bakımından tanık deliline dayanmıştır. Ne var ki, davalı tanığı M.. G.. beyanında özetle; davaya konu dükkanın bulunduğu mahallede esnaf olduğunu, davalının bu yeri 2005 yılında satın aldığını, bu sırada dükkanda A.. U..'ın kiracı olduğunu ancak, davalının tadilat yaptırmak istediğini ve Akif'in buradan çıktığını, tadilattan bu yana da dükkanın boş olduğunu belirtmiştir. Buna göre davalı fiili kullanıcı olmadığını ispat edememiştir.O halde mahkemece; tapu maliki olduğu halde fiili kullanıcı olmadığını iddia eden davalının bu iddiasını ispatlayamadığı göz önünde bulundurularak, davacının rücu hakkı olduğu kabul edilmeli ve yapılacak uzman bilirkişi incelemesi sonucu davalının sorumlu olduğu miktar belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.