Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7792 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 530 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2011/276-2013/578Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalı noterde müvekkili olan davacıya sahte belge ile araç satışı yapıldığını, bu olay nedeni ile davacının zarara uğradığını beyan ederek, şimdilik 17.100 TL tazminatın satış işleminin yapıldığı tarihten itibaren Merkez Bankası kış vadeli avans kredi işlemleri için uygulanan faiz oranı üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında; davacının iddialarının doğru olmadığını, Noterliklerinde ortalama 100 adet iş yapıldığını ve bunun ortalama 40 adetinin araç satışı olduğunu, işlemlerinde en ufak bir şüphe duyduklarında bile kimliklerinin yenilenmesini istediklerini, şu anda davacının kesinleşmiş bir zararının olmadığını, bu nedenle dava şartları oluşmadığını, en azından soruşturmanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, ayrıca Hikmet Biçil isimli kişinin nüfus kaydında herhangi bir örtüşmezliğin söz konusu olmadığını, sadece sahte olduğu iddia edilen kimliğin anne hanesinde Güner, kimlik paylaşım sisteminde ise Güher olarak yazılı olduğunu, bu durumun yoğun iş akışı içerisinde gözlerinden kaçtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davalıya ibraz edilen sahte nüfus cüzdanı üzerindeki kayıtların genel olarak birbirine tuttuğu yalnızca ana adı kısmında; "Güher" ve "Güner" kelimeleri arasındaki harf farklılığının yer aldığı, bunun fark edilebilmesinin pek kolay olmadığı, zararın ortaya çıkmasında 3. kişinin ağır kusuru bulunduğu, davalının fiili ile davacı tarafın uğradığı zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini, bu nedenle davalı noterin özen borcunu yerine getirdiği ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.1512 Sayılı Noterlik Kanunu'nun 1.maddesi gereğince; "Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler Hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için belgelendirir." Aynı Yasanın 72/3.maddesi gereğince; "Noter; iş yaptıracak kişilerin kimlik adres ve yeteneğini ve gerçek isteklerini tamamen öğrenmekle yükümlüdür."Yine aynı yasanın 162.maddesine göre; ''Noterler bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar''. Bu maddeye noterlerin sorumluluğu "Kusursuz sorumluluk" denir. Kusursuz sorumlulukta zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur, aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.Somut olayda; davalı noterlikte sahte nüfüs cüzdanı kullanılmak suretiyle davacıya araç satışı yapılmıştır. Mahkeme gerekçesinde, davalıya ibraz edilen sahte nüfus cüzdanı üzerindeki kayıtların genel olarak birbirini tuttuğu, sadece ana adı kısmındaki "Güher " ve "Güner" kelimeleri arasında harf farklılığının bulunduğu, bunun farkedilmesinin de pek kolay olmadığını belirtmiş ve buna göre de davalı noterin sorumlu olmadığı kanısına varmıştır.Ne var ki; davalıya ibraz edilen sahte nüfus kağıdında, nüfusa kayıtlı olunan yer bölümünde, il ismi olarak "Mersin" isminin yazılı olduğu, nüfus kağıdının veriliş tarihinin 04.09.2001 olup, bu tarih itibariyle kayıtlarda "Mersin" adında bir ilin bulunmadığı, "İçel" adında bir ilin kayıtlı olduğu, 2002 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile il isminin "Mersin" olarak değiştirildiği, ancak nüfus kağıdının alındığı tarih itibariyle "Mersin" adında bir ilin resmi kayıtlarda mevcut olmadığı, gerçek nüfus kağıdında ise, nüfusa kayıtlı yer olarak, resmi kayıtlara uygun şekilde "İçel" isminin yazılı olduğu görülmüştür.Bu durumda, hukukçu olan ve yaptığı iş itibariyle de her türlü dikkat ve özeni göstermekle yükümlü bulunan davalı noter'in bu durumu gözden kaçırarak, satış işlemini yapmasında kusurunun bulunduğu açıktır. Kaldı ki; yukarıda da belirtildiği gibi noterin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.Öyle ise mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.