MAHKEMESİ : ANKARA 11.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2012/642-2013/538Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının boşandıklarını, müşterek çocuk Göksu ve Esra için iştirak nafakasına karar verildiğini, davalının nafaka alacağı için icra takibi başlattığını, oysa davacının nafaka ödemesini fazlası ile yaptığını beyan ederek, davacının nafaka borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; çocuklara yapılan bir takım küçük ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilemeyeceğini beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.845 Euro ve 5.100 TL'nin fazla ödendiğinden bahisle, bu miktar kadar borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında Mudanya 1.Aile Mahkemesinin 15.04.2005 tarihli kararı ile tarafların boşandıkları, müşterek çocuklara 01.04.2005 tarihinden itibaren 75'er TL'den 150 TL, 01.01.2006 tarihinden itibaren 125'er TL'den 250 TL iştirak nafakası bağlandığını, tarafların 15.05.2006 tarihinde evlendikten sonra, Bursa Aile Mahkemesi kararı ile 21.06.2007 tarihinde tekrar boşandıkları ve müşterek çocuk Göksu ve Esra için 150'şer TL iştirak nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır.Davaya konu icra takip dosyasında 01.04.2005-11.07.2011 arası değişik tarihler için ödenmeyen iştirak nafakasının tahsili talep edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 12.06.2009-16.04.2010 arası Göksu'ya 5.100 TL para gönderdiği, davacının yeni eşi tarafından ise 2.125 Euro'nun banka havalesi ile gönderildiği açıklanmıştır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, müşterek çocuklardan Esra'nın dava tarihinde henüz reşit olmadığı, diğer çocuk Göksu'nun ise davadan önce 04.06.2008 tarihinde reşit olduğu anlaşıldığına göre, davacı tarafından davalı anneye velayeten gönderilen düzensiz banka havale ödemelerinin geri istenemeyeceğinden, Göksu'nun reşit olduğu tarihten sonra davalı anneye nafaka amacıyla yapılan ödemelerin iadesi talep edilebilir. Bu durumda mahkemece; müşterek çocuk Göksu'nun reşit olduktan sonra gönderilen iştirak nafakası bedeli yönünden fazla ödenen nafaka miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.