Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7668 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5624 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Duruşma isteminin davanın niteliği gereği reddi ile, temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini ve bu evlilikten iki tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında yaşanan geçimsizlik nedeniyle davacının çocuklarını da alarak evden ayrılıp babasının yanına yerleştiğini, dört yıldır fiilen ayrı yaşadıklarını ve davalının çocuklarla ilgilenmediğini, evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğini belirterek davacı için aylık 750,00 TL, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.750,00 TL aylık tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının 34 yaşında davalının ise 75 yaşında olduğunu, tarafların evlendikten sonra davalının yaşlı ve bakıma muhtaç durumda olması nedeniyle yaşına ve hastalığına daha uygun olan ... Köyüne yerleştiklerini ancak davacının daha sonra köyü terk ederek ...'daki eve gittiğini ve başka bir şahısla birlikte yaşamaya başladığını öğrendiklerini bu nedenle davacının nafaka talebinde bulunamayacağını, müşterek çocuklar yönünden ise istenilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; TMK'nun 197.maddesinde düzenlenen koşulların davacı kadın yararına oluşmadığı, davalı kocanın ...'de, davacı kadının ise ...'da yaşadığı ayrıca davacının ... isimli bir kişiyle birliktelik yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmakla davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıda yer alan temyiz itirazı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK’ nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. md. 4).Ayrıca, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1).Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1).Dosya içeriğine göre; davacı kadının, müşterek iki çocuğuyla birlikte müşterek konutu terk ederek ...'da yaşadığı, davacı yanında kalan çocukların 2000 ve 2002 doğumlu olup müşterek çocuklardan 2000 doğumlu ...'in %20 zeka özürlü olduğu ve mahkemece müşterek çocuklar için nafakaya hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, her ne kadar davacı kadın ayrı yaşamada haklılık olgusunu ispat edememiş ise de, bu durum davalı babanın müşterek çocuklar üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Açıklanan bu duruma göre, müşterek çocukların giderleri ile davalının geliri arasındaki denge sağlanarak, evlilik birliği devam ederken müşterek çocuk için hükmedilecek nafakanın tedbir nafakası niteliğinde olduğu gözetilip müşterek çocuklar lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delilerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.