Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7660 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20824 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BANAZ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 11/09/2013NUMARASI : 2012/254-2013/260 Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Her ne kadar, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de; davanın mahiyeti gereği duruşma yapılamayacağından duruşma isteminin reddine karar verilerek, temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde; davacının lise son sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, davalı babadan aylık 750 TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; seramik fabrikasında asgari ücretle çalıştığını, nafaka ödeyecek maddi gücünün bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının öğrenciliği devam etse de karşılıksız burs alıyor olması, annesinin mevduat hesabı dikkate alındığında, annesinin ekonomik durumunun davalıya göre daha iyi seviyede olduğu, davalının düzenli bir iş ve gelirinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır. TMK.nun 364.maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeslerine nafaka vermekle yükümlüdür." Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca; somut olayda, davalının çiftçilik yaptığı ayrıca asgari ücretle seramik fabrikasında çalıştığı, davacının ise 9 Eylül Üniversitesi Hemşirelik Bölümünde okuduğu, ailesinden ayrılarak ayrı bir şehirde eğitim hayatını devam ettirdiği, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünden alınan aylık 280 TL bursun davacının ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğu, ayrıca ev hanımı olan davacının annesinin 60.000 TL mevduat hesabının bulunmasının davalıyı nafaka ödeme yükümlülüğünden kurtarmayacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, bir miktar yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin tümden reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.