MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/07/2012NUMARASI : 2010/519-2012/157Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/05/2007 tarihinde Yüksek Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına ilişkin Perakende Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre enerjinin abone grubu ve fiyatlandırmasının Sanayi Grubu normlarına göre yapılacağının kararlaştırıldığını, ayrıca sözleşmenin ekindeki Abonelik Sözleşmesi Ek:1/A Abone bilgilerinin yer aldığını, davacıya uygulanan tarifenin mevzuata uygun olarak çift terimli tarife sınıfı olduğunu, davacıya 04/11/2009 tarihinde tebliğ edilen 2009/10 dönemine ait 105642 sıra numaralı 30/10/2009 tarihli faturanın "8.8" demant ölçümü yapıldığını bununda hatalı olduğunu ayrıca 2009/1-2009/9 dönemlerine ait bütün faturalardaki en yüksek demant değerinin "4.8" olduğunu böylelikle davalının hatalı fatura tanzim ettiğinin tespit edildiğini, yapılan itirazlar üzerine davalı yanca 2009/10 döneminde 206.457,64 TL güç aşım bedelinin fatura edildiğini, bu faturadan KDV dahil 191.828,31 TL nin fazla tahakkuk olduğunu, iade faturası düzenlenmesi ve ibraname vermesi hâlinde bu miktarın iade edileceğinin bildirildiğini, bu faturaya yapılan ilk itiraz tarihi dikkate alınarak muhtemel ödeme gününe dek işleyecek faizi ile detaylı hesap dökümü istendiğini, verilen cevapta demant muayenesinde zaman zaman senkron motorunun durması nedeniyle demantın yüksek çıktığının belirtildiğini böylelikle herhangi bir faiz ödenmeyeceğinin belirtilmiş olması sonucu talep edilen iade faturasının davalıya gönderildiğini, davalı taraf sayaç inceleme ve bedel iade/mahsup işlemine ilişkin itirazı 15 gün içinde sonuçlandırması gerekirken 9 aydan fazla süre geçtikten sonra tamamladığını, müvekkili şirketten KDV, vergi ve fonlar dahil 206.457,64 TL tahsil edildiğini, fazla tahsilin müvekkiline iade edildiğini, iade edilen fazla miktarın ödeme tarihi ile iade tarihi arasında davalının müvekkili şirket zararına zenginleştiğini, hatalı fatura tanziminin sayaç arızasından değil, davalı şirket personelinin kusuruna dayandığını, davalının söz konusu toplam bedeli haksız şekilde uhdesine aldığı tarihte davalı şirket yönetim kurulu kararı ile abonelerine uyguladığı faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi gerektiğini, YİBK 20/10/1989 tarih 3 Karar sayılı ilamına göre de bu geç ödemeden dolayı meydana gelen bir zarar olduğunun kabul edildiğini iddia ederek 2009/10 dönem faturayı müvekkilinden haksız ve fazladan tahsil edilen bedelin tespit edilmesine ve fazla tahsil edilen iş bu bedelin davalı yanca tahsil edildiği tarihten itibaren davalı şirket yönetim kurulu kararı ile abonelere uygulanan faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL nin davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı vekili; müvekkili kurumun Özel Trafolu abonesi olan davacıya ait sayaçların mülkiyetinin işletme ve bakımından ayrı bir tüzel kişiliği bulunan T.. M.. olduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren zamanaşımı süresinin dolduğunu, 2009/10 dönemine ait faturanın müvekkil kurum elemanlarının hatalı okumasından değil, sayaç arızasından meydana geldiğini, itiraza esas tarihe geri dönerek yeni fatura düzenlemesi yapıldığı ve iade edilmesi gereken tutarın belirlenerek davacıya bildirildiğini, davacının iade faturası göndermesi üzerine 191.828,31 TL nin 20/08/2010 tarihinde davacıya ödendiğini belirterek, davanın reddi ile T.. M.. 3. İletim , Tesis, İşletme Grup Müdürlüğüne ihbar edilmesini istemiştir .Mahalli mahkemece açılan davanın; fazla ve yanlış tahakkuk sonucu ödenen fatura bedeli nedeniyle fazla ödenen miktara ilişkin faizin tahsili talebine ilişkin olduğu, davacı Çimentaş A.Ş tarafından KDV dahil 191.828.30 TL tutarlı 10/08/2010 tarihli 2009/10 dönem iade bedeli faturası düzenlendiğini, bilirkişilerin düzenledikleri 05/08/2011 tarihli rapora göre; taraflar arasında 01/05/2007 tarihli Yüksek Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına ilişkin Perakende Satış Sözleşmesi düzenlendiğini, davacının davalı kurumun Özel Trafolu abonesi olduğunu, sözleşme gereği davalının davacıya elektrik enerjisi temin edeceği ve enerjinin abone grubu ve fiyatlandırılmasının sanayi grubu normlarına göre yapılacağının kararlaştırıldığını, davaya esas sayaçların abonenin özelliği gereği TEİAŞ Genel Müd. 3. İletim Tesis ve İşletme Grup Müd. Işıklar Trafo Merkezi içinde bulunduğunu, Elektrik Satım Sözleşmesine göre sayaçların aboneye yani müşteriye ait olup, takılması, sökülmesi ve kontrolünün Tedaş veya müşterinin istemi üzerine karşılıklı mutabakat ile TEİAŞ Genel Müd 3. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünce müşterek protokol ile değiştirildiğini, Davacının davalı şirket ile sözleşme düzenlediğini, dolayısıyla davacıya uygulanan tarifenin mevzuata uygun olarak çift terimli tarife sınıfı ve bu tarife sınıfı enerji piyasası düzenleme Kurumu 24/08/2006 tarih - 875 sayılı kararının 6 nolu ekinde dağıtım sistemine bağlı kullanıcılara uygulanacak tarife sınıfları başlığını taşıyan 5 nolu maddesinde tanımlandığını ve buna göre güç bedeli ile güç aşımı bedellerinin de tanımlandığını, uygulamada güç aşımı olup olmadığının tüketici tarafından çekilen gücün ölçülerek elektrik sayacının demant hanesine kaydedilmesi ile belirlendiğini, aboneliğin sayaçlarının 2009/10 dönem okunmasında sayaç üzerinde tespit edilen 8/8 Kwh demant değeri esas alınarak tahakkuk yapıldığı ve fatura düzenlendiğini, davacıya 04/11/2009 tarihinde tebliğ olunan 2009/10 dönemine ait 30/10/2009 tarihli faturanın davacı tarafından 06/11/2009 tarihinde itiraz edildiği, bu itirazın davalı yanca TEİAŞ 3. Grup Müdürlüğüne 11/11/2009 tarihinde başvurusu ile davacının sayaçlarının bulunduğu yerdeki sayaçların 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu hükümleri çerçevesinde kontrolünün yapılmasının istendiği, buna istinaden TEİAŞ ekiplerince 23/12/2009 tarihinde sayaçlar sökülerek yerine yeni sayaçlar takıldığını bu sırada davalı kurum elemanlarının da hazır olduğunu, sayacı okuyup fatura tanzim eden ve elektrik ücretini tahsil edenin davalı şirket olduğunu, davalı yanca fazla tahakkuk edildiği iddiasıyla iade edilen 191.828,31 TL nin faturanın son ödeme tarihi olan 11/11/2009 - dava tarihi olan 16/09/2010 tarihleri arası iade edilen miktara ilişkin faiz ödemesine karar verilmesi hâlinde takdir mahkemeye ait olmak üzere 25.006,00 TL reeskont, 26.787,64 TL ticari ve 14.615,74 TL yasal faize hükmetmek gerektiğinin belirtildiğini, tarafların itirazı üzerine bilirkişilerden 20/01/2012 tarihinde alınan ek rapora göre; davalının fark ödemesinin 20/08/2010 tarihi olması nedeniyle faturanın son ödeme tarihi ile iade edilen miktarın iade tarihi arasındaki faiz miktarları hesaplanarak belirtildiğini, davalı şirketçe 2010 yılında gecikme zammı oranlarına ilişkin yönetim kurulu kararının ibrazı sağlanarak bilirkişilerden alınan 06/07/2012 tarihli ek rapora göre de, davalı tarafından fazladan tahsil edilen 191.828,31 TL lik faturanın tahsil tarihinin 11/11/2009, iade tarihinin 20/08/2010 olduğu, Tedaş Genel Müd. tarafından abonelere uygulanan gecikme zammı oranlarının uygulanması gerektiğini, buna göre davacının 11/11/2009 tarihi ile 18/11/2009 tarihi arasında aylık gecikme zammı oranı %2, 19/11/2009- 10/01/2010 tarihi arasında aylık gecikme zammının %1,95 , 11/01/2010 - 20/08/2010 tarihi arasında aylık gecikme zammının %1,95 olduğu buna göre, davacının toplam 34.456,57 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğunun belirtildiğini, benimsenen bilirkişi asıl ve 2. ek raporu ve tüm dosya kapsamı gereğince; taraflar arasında 01/05/2007 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşme gereği davacının sanayi grubu normlarına göre kullandığı enerjinin fiyatlandırılması gerektiği, 2009/10 dönem fatura tanzimi sırasında demant hanesinin KWH değerinin yanlış yazılarak tahakkukun fazla yapıldığı ve 2009/10 dönem faturasının son ödeme tarihi olan 11/11/2009 tarihinde fazla tahakkukun tahsil edildiği, davacı yanca faturaya yapılan itiraz üzerine davalı yanca 191.828,31 TL nin fazla tahakkuk ettirildiği kabul edilerek iadesine karar verildiği ve bu miktarın 20/08/2010 tarihinde davacıya iade edildiği, fazla tahakkuk edildiği tarih ile iade tarihi arasında davacının uhdesinden çıkan bu miktarı kullanamadığı ve tacir olan her iki tarafın davacının kullanamadığı dönem için davalı şirketin davacı aleyhine zenginleştiği eşitlik ilkesi gereği davacının zararına oluşan bu durumun davacının itirazına rağmen itirazdan (9) ay sonra davalı yanca iade edilmesinin davalının haksız olarak parayı uhdesinde tuttuğunun kabulü gerektiği ve davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı bu nedenle fazla tahakkuk ettirilen bedelin tahakkuk tarihi olan 11/11/2009 ile fazla tahakkuk eden miktarın iade tarihi olan 20/08/2010 tarihleri arasında davalı şirket Yönetim Kurulu kararı ve Genel Müdürlük kararları ile gecikme zammı oranları üzerinde yapılan hesaplama sonucu 34.456,57 TL gecikme zammı oranını iade etmesi gerektiği ve taleple bağlı kalınarak, davacının faize ilişkin 10.000,00 TL lik alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.Somut olayda uyuzmazlık konusu, davacı tarafından davalıya fazla ödenip daha sonra iade edilen para alacağına faizin 6183 sayılı kanunun 51. maddesinde belirlenen oranlarda mı yoksa yasal oranlarda mı faiz işletileceğine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun; kanunun şümulü başlıklı 1. maddesinde; “Devlete, vilayet hususî idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi aslî, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.” Kanundaki terimler başlıklı 3. maddesinde; “Bu kanundaki amme alacağı terimi: 1. ve 2. maddeler şümulüne giren alacakları, Amme borçlusu veya borçlu terimi: Amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini, Alacaklı Amme İdaresi Terimi: Devleti, Vilayet Hususi İdarelerini ve Belediyeleri, Tahsil Dairesi Terimi: Alacaklı Amme İdaresinin bu kanunu tatbik etmekle vazifeli dairesini, servisini, memur veya memurlarını,” Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı başlıklı 51. maddesinde; “Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %4 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir. Gecikme zammı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez. Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranlarını aylar itibarıyla topluca veya her ay için ayrı ayrı, yüzde onuna kadar indirmeye, gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını iki katına kadar artırmaya, ayrıca gecikme zammı oranını aylar itibarıyla farklı olarak belirlemeye ve gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak hesaplatmaya yetkilidir.”Hükümleri yer almaktadır.Davacı alacağı 6183 Sayılı Kanun kapsamında bir alacak olmadığı gibi, (davacı açısından) alacak da amme alacağı değildir. Dolayısıyla davacı alacağına 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanamayacağı gibi faiz miktarıda bu kanunda belirlenen oranlarda uygulanamaz. Kaldı ki taraflar arasında 01/05/2007 tarihli abonelik sözleşmesinde de davacı lehine bu yönde bir hüküm mevcut değildir. Hâl böyle olunca; davacı alacağının, davanın konusu ve tarafların tacir olmaları da dikkate alınarak avans faizi oranında hesaplanması gerekirken, 6183 sayılı Yasanın 51.maddesinde belirtilen oranlarda hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.