MAHKEMESİ : KAYNARCA ASLİYE HUKUK (TÜKETİC)MAHKEMESİTARİHİ : 06/02/2013NUMARASI : 2012/190-2013/20Dava dilekçesinde; davalı abonenin elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak ve diğer adlar altında alınan bedellerle ilgili olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti tarafından verilen kararın iptali ile masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın esastan reddi cihetine gidilmiş, (hükümde kararın 4077 sayılı yasanın 22/5. maddesi gereğince kararın kesin olarak verildiği derci düşülmüş) karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili 13/09/2012 tarihli dilekçesinde özetle; 4077 sayılı Tüketicinin korunması hakkında kanunun 3. Maddesinde tüketicinin tanımının yapıldığı, buna göre bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişinin tüketici olduğunu, davalının ticarethanesine ait abonelikle ilgili olarak söz konusu şikâyeti yaptığını, Tüketicinin Korunması hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan kullanıcı hakkında hakem heyeti tarafından karar verilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle hakem heyeti kararının bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, dava ile ilgili olarak yetki ve görev itirazlarının olduğunu, 2576 sayılı Kanun’a göre idarî makamların idare hukuku alanındaki düzenlemelerinden doğan uyuşmazlıkların çözüm yerinin idarî yargı olduğunu, Hakem heyeti tarafından kurulan hükmün kaideye aykırı ve infaz kabiliyetinden yoksun olduğunu, elektrik faturalarında yer alan tüm bedellerin EPDK tarafından belirlenen bedel kalemleri ve hesap oranlarına göre belirlenmekte olduğunu, tümünün mevzuatta düzenlenen ve dağıtım şirketlerinin müdahalesinin olmayan kalemler olduğunu, SEDAŞ’ın tüm elektrik dağıtım şirketlerinin uyguladığı ulusal elektrik tarifesini uyguladığını, elektrik fatura bildirimlerinde yer alan kayıp-kaçak bedeli dahil tüm kalemlerin SEDAŞ’ın keyfiyetle uyguladığı kalemler olmadığını belirterek davalarının kabulü ile Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 09/07/2012 tarih 2012/5 nolu kararının iptali ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı duruşmalara katılmadığı gibi, davalı kendisini bir vekille temsil ettirmemiş ayrıca cevap dilekçesi de göndermemiştir.Mahalli Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı kurumun tüketicilerden elektrik kullanım ücretinden başka faturalara ek ilave olarak tüketicinin kaçak elektrik kullanmadığı hâlde kaçak elektrik kullanım bedelinin yansıtılmasının hakkaniyete aykırı olduğu gibi hukuk devletinde bu tür taleplerin kabul görmesinin mümkün olamayacağı, ayrıca kurumun kaçak elektrik açığı var ise bu durumu ilgili makamlara bildirip gereğini yasal yollar ile yapmakla yükümlü olduğu, kurum açığının elektrik borçlarını düzenli bir şekilde ödeyen vatandaşlara yüklemesinin hakkaniyet ilkeleri ve ölçüsüne aykırı olup temel tüketici haklarını ihlâl niteliğinde görüldüğünden Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 09/07/2012 tarih ve 2012/5 sayılı karar içeriği ve gerekçelerinin de isabetli ve yerinde olduğundan açılan davanın reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık; kayıp kaçak bedeli alınması uygulamasının mevzuata uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı M.. B.. 07/05/2012 tarihli dilekçesi ile elektrik kullanımına ilişkin faturalarda; “kaçak kullanım (kayıp-kaçak), sayaç okuma bedeli ve diğer kesintiler bedeli adı altında alınan 4.880,77 TL'nin iadesi için Kaynarca Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurmuştur. Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti 09/07/2012 tarih 2012/5 sayılı kararı ile; talebin kabulü ile kayıp kaçak bedeli adı altında dağıtım şirketi tarafından tüketiciye yansıtılan bedelin yasal olmadığı, tüketici aleyhine haksız şart olduğu ve diğer nedenlerle “tüketiciden haksız yere tahsil edilen 4.727,39 TL kayıp kaçak bedeli, 153,38 TL sayaç okuma bedeli, toplam 4.880,77 TL, 5.334,98 TL faiz olmak üzere toplam 10.215,75 TL'nin tüketiciye iadesine karar vermiştir.Davacı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararının iptali istemiyle tüketici mahkemesine iptal davası açmıştır. Yerel mahkemece kayıp-kaçak bedeli adı altında alınan ücretin yasal olmadığı ve tüketici için haksız şart teşkil ettiğinden ve hakkaniyete de aykırı olduğundan, davacı kurumun davasının reddine karar verilmiş ve 4077 sayılı kanunun 22/5. maddesi gereğince kararın kesin olarak verildiği de karar derç olunmuştur.Somut olayda iptali talep edilen Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin 09/07/2012 tarih 2012/5 nolu kararına bakıldığında; davalı tüketicinin kullandığı elektrik için düzenlenen faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi hizmeti ve dağıtım bedellerinin hukuka aykırı olduğundan bahisle itiraz tarihine kadar alınan bu bedellerin iadesini talep ettiği, kararda ise anayasaya, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak faturada gösterilen bu bedellerin yasal faizi ile tüketiciye ödenmesine ve kararında 4077 sayılı kanunun 22/5. maddesi gereğince kesin olarak görülmektedir. Davanın niteliği ve müddeabihi itibariyle, kararın temyizinin mümkün olup olmadığı, bir başka ifadeyle esas kararın kesin olup olmadığı tartışılmalıdır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2. maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu, dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle açık bir biçimde, bir kararın temyiz kabiliyetini haiz bulunup bulunmadığını belirlerken, davanın miktar veya değeri yanında temel ölçü olarak davanın türünü de esas almıştır. Davada, davacının abonelerinden almakta olduğu kayıp-kaçak bedelinin alınmamasına dair Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen kararın iptali istemiyle açılmış; davalının yarattığı çekişmenin giderilmesi talep edilmiştir.Kaldıki; davaya konu ve Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin karar altına aldığı miktar 10.215,75 TL dir. Bu hâliyle bile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22/5. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının üstünde olduğu açıktır. O hâlde kesin olmayan bir karara kesin olarak verildiği ibaresinin yazılması yok hükmündedir.Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuran davalı Tüketici Kanunun tarif ettiği anlamda tüketicimidir, ayrıca çekişme konusu yapılan miktar (10.215,75 TL) Tüketici Hakem Heyeti görev sınırı içindemidir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, Tüketici; “Bir mal veya hizmeti ticarî veya meslekî olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi” ifade eder.4077 sayılı Kanunun 22/5. maddesine göre; “değeri beşyüz milyon liranın (2012 yılı için 1.161,67 TL, 2013 yılı için 1.191,52 TL, 2014 yılı için 1.272,19 TL) altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar. Bu kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir. Değeri beş yüz milyon lira (2012 yılı için 1.161,67 TL, 2013 yılı için 1.191,52 TL, 2014 yılı için 1.272,19 TL) ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar, tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir. Kararların bağlayıcı veya delil olacağına ilişkin parasal sınırlar her yılın Ekim ayı sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde meydana gelen yıllık ortalama fiyat artışı oranında artar. Bu durum, Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde Resmî Gazetede ilan edilir.”Mezkur kanun maddelerine göre İlçe Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulması zorunlu olmayan bir miktar için tüketici kanunun tarif ettiği anlamda tüketici sıfatı olmayan bir kurumun Kaynarca Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğu ve her nasılsa İlçe Tüketici Hakem Heyetininde tüketici hukuku kapsamında olmayıp da genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık hakkında karar aldığı aşikardır. Tüketici hukuku kapsamında olmayıp da genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık hakkında her nasılsa Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmuş ve ve buradan işin esası hakkında bir karar alınmışsa itiraz merci, yine Tüketici Mahkemesidir. O hâlde Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal ettirilen uyuşmazlığın türü ne olursa olsun bu merci tarafından verilecek bütün kararlara karşı itiraz merci münhasıran Tüketici Mahkemesidir. Dairenin önüne gelen uyuşmazlığın esası ise; davacı tarafından belirlenen ve EPDK tarafından onaylanan kurul kararına göre alınan kayıp-kaçak bedelinin Tüketici Hakem Heyeti veya dava üzerine Tüketici Mahkemesince yasal olmadığı, hakkaniyete aykırı bulunduğu ve haksız şart teşkil ettiği değerlendirmesinin yerinde olup olmadığı varılacak sonuca göre de kayıp-kaçak bedelinin alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle konunun aydınlanması için, davacı tarafından elektrik abonelerinden alınmakta olan kayıp-kaçak bedeline ilişkin ücretin yasal dayanağının açıklanmasında ve incelenmesinde yarar vardır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1/1.maddesine göre; “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, malî açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasıdır”. Yine aynı kanunun 4/1.maddesine göre ; Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ise ''... bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur.'' (4/2-son) Yine Kurulun görevleri arasında; tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapmak da yer almaktadır. (5/6-c) Davaya konu olan kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 9. maddesinde “ulusal tarife” adı altında EPDK tarafından belirlenerek uygulanmaktadır. 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarife de EPDK'nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında davacının da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk bulunmaktadır. Lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyecek veya düzenlenen tarifeler kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaktır.Tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almakta, bu bedelin belirlenmesi için alınan kurul kararı EPDK'nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlamaktadır ve Dağıtım şirketleri kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacaklardır. 4628 sayılı kanunun 6352 sayılı yasanın 64.m. ile değiştirilen 12. maddesinde kurulun yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabileceği, kurul kararlarına karşı açılan her türlü davanın öncelikli işlerden sayılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm çerçevesinde kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmak her zaman mümkündür. O halde tarifeye ilişkin kurul kararı iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruyacağı göz önünde bulundurulmalıdır.Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dava konusu kayıp-kaçak bedeli; yasa ile belirlenen bir ücrettir. EPDK tarafından yapılan tarife kurul tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girmekte ve uygulanmaktadır. Öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız şart içerdiğinin kabulü için herhangi bir yasal denetim yolu açık olmayan bir hükmün sözleşmeye konulmuş olması gerekir. Oysa az önceki açıklamalarda da izah edildiği üzere; kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 1/1, 4/1. aynı kanunun geçici 9. maddelerine ve EPDK'nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararına göre belirlenmekte ve alınmaktadır. Tarifelerin uygulanmasında davacının da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk bulunmaktadır. Lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyecek veya düzenlenen tarifeler kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaktır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almakta, bu bedelin belirlenmesi için alınan kurul kararı EPDK'nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlamaktadır ve Dağıtım şirketleri kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacaklardır. Kurulun yaptırım kararlarına karşı, kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmak her zaman mümkündür. Tarifeye ilişkin kurul kararı iptal edilmediği sürece geçerliliğini korumaktadırlar. Kanun ve EPDK kurul kararları gereğince alınan kayıp-kaçak bedelinin haksız şart olarak kabulü olanaklı da değildir. Hâl böyle olunca; Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ve dolayısıyla da Tüketici Mahkemesi’nin kayıp-kaçak bedeli konusunda bir değerlendirme yapması açıklanan yasal düzenlemeler karşısında olanaklı olmadığı gibi, kayıp-kaçak bedeli alınması uygulaması haksız şart teşkil etmemektedir. Açıklanan nedenlerle; Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 09/07/2012 tarih 2012/5 sayılı kararı da 4077 sayılı Kanunun 22/6. maddesi çerçevesinde delil olarak kabul edilerek, davacının davasının kabulüne karar verilmek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.