Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7508 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 670 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/09/2013NUMARASI : 2013/171-2013/773Taraflar arasında görülen nafaka artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, davalı ile müvekkilinin Ümraniye Aile Mahkemesinin 2005/1457 E-2005/1439 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, tarafların boşanma protokolünde davacının çalışması veya evlenmesi halinde nafaka ödenmeyeceğini, çalışmasına ara vermesi halinde ise nafaka ödemeye devam edeceği konusunda tarafların anlaştıklarını, davacının arkeolog olduğunu, 2012 yılı Aralık sonunda işten çıkarıldığını, boşanma davasından sonra davalının davacıya nafaka ödemediğini ileri sürerek, aylık 250,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 2.000,00 TL ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıya nafaka ödenmediğine ilişkin iddianın doğru olmadığını, davalının davacıya nafaka ödediğini, davalının Mersin Şişecamda çalıştığını, Ocak 2013 tarihi itibari ile 1.602,98 TL maaş aldığını, evli ve çocuklu olduğunu, davacının ekonomik olarak zor durumda olmadığını, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığını, davacının mülkiyeti kendisine ait bir taşınmazının bulunduğunu, bu taşınmazdan kira geliri elde ettiğini, davalının İş-Kur'dan işsizlik maaşı da aldığını, nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden geçerli olmak üzere, tahsilde tekerrür oluşturmamak şartıyla Ümraniye Aile Mahkemesinin 2005/1457 E.- 2005/1439 K. sayılı kararında, 3.bentte belirtilen davalı tarafından davacıya ödenen, aylık 250,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.nun 175. maddesi gereğince, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir.Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide: "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, Turgut: Aile Hukuku, 2. cilt, İst. 2002, sh.294).Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.Somut olayda, tarafların 28.09.2005 tarihinde boşandıkları, mahkemece de onaylanan 27.09.2005 tarihli Boşanma Protolü gereğince, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, 2007 yılından başlamak üzere nafakanın aylık 250,00 TL olarak ödenmeye devam edeceğinin belirtildiği, davacı Burçe yeniden evlendiğinde ve garantili geçim kriterlerine uygun maaşlı bir işe başladığında nafakanın kendiliğinden kesileceğinin, Burçe işsiz kaldığında nafakanın tekrar kendiliğinden bağlanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile; davacının arkeolog olduğu, 31.12.2012 tarihinde işten ayrıldığı, işkurdan 8 ay boyunca işşizlik maaşı aldığı, kendine ait evde yaşadığı, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığı, davalının ise Anadolu Cam San A.Ş.'de aylık net 2.541,00 TL maaş ile çalıştığı, evli ve bir çocuk sahibi olduğu, aylık 650,00 TL kira verdiği tespit edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, yıllık ÜFE artış oranı, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları nazara alındığında mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir. O halde, mahkemece yıllık ÜFE artış oranı ve TMK. nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Ayrıca, talep yoksulluk nafakasının artılması talebine ilişkin olmasına rağmen, mahkemece tedbir nafakasının artırılmasına dair hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılışekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.