MAHKEMESİ : DÜZCE 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2011/706-2012/308 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; davalının kullandığı elektrik bedellerini ödemediğini iddia ederek, tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanıyla; kendisinin Hamidiye Mahallesinin yeni muhtarı olduğunu, abonelik adresi olarak bildirilen adresin muhtarlık adresi olduğunu, ancak asıl abonelik adresinin bir kıraathane olduğunu daha sonra buranın kreşe çevrildiğini, yeniden muhtar seçilemeyince de aboneliği muhtarlık adresine çevirdiğini, davaya konu bedellerin muhtarlık adresi değil kıraathane ve kreşe ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacı kurum ile davalı arasında herhangi bir abonelik ilişkisinin bulunmadığı gibi davalının enerji kullandığı ileri sürülen adreste davalının oturmadığı, enerjinin davalı tarafından kullanıldığı davacı tarafından ispat edilemediğinden açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, davacı S.. S..'a ait 23.01.2012 tarihli cevabi yazıya bakıldığında; davaya konu aboneliğin ilk olarak dava dışı Mehmet İnan ile 20.11.1984 tarihinde imzalandığını, 10.10.2002 tarihinde Mehmet İnan'ın verdiği dilekçe ile aboneliğin başka bir adrese taşındığını ancak daha sonra davacı kurumun bilgisi dışında bilinmeyen bir tarihte aboneliğe ait sayacın davaya konu muhtarlık adresine taşındığı, Hamidiye Muhtarlığı ile davacı kurum arasında abonelik sözleşmesinin olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan S.. S.. cevabi yazısı ile davalının beyanları birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar muhtarlık ile davacı kurum arasında bir abonelik sözleşmesi olmasa da takibe konu dönemde, davaya konu aboneliğe ait sayacın muhtarlık adresinde kullanıldığı ve davalının da muhtar olduğu dolayısıyla fiili kullanıcı olduğu göz önünde bulundurularak konusunda uzman bilirkişiler tarafından alınacak rapor ile borcun miktarı hesaplanmak suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın yukarıdaki gerekçelerle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.