Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 747 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12973 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇUBUK ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2013/58-2014/128Taraflar arasında görülen iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, kararla birlikte müvekkili için aylık 150,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin herhangi bir işte çalışmadığını, gelirinin bulunmadığını belirterek; müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının aylık 400,00 TL'ye, müvekkili için bağlanan yoksulluk nafakasınında aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, nafakayı ödeme gücünün olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, dava tarihi olan 30/01/2013'den başlamak üzere; davacı kadın için, aylık 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının 250,00 TL'ye çıkartılmasına; tarafların müşterek çocuğu Melek Sıla Özkan için aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının ise, 200,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre; iradın arttırılması veya azaltılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası, TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, gelirinin olmadığı, kızı ve ailesi ile birlikte yaşadığı; davalının ise, babasına ait oto tamir dükkanında çalıştığı, ailesi ile birlikte kirada oturduğu tespit edilmiş; davada, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu da ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.