Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7461 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6123 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davacı şirkete ait araçta 27.10.2010 tarihinde davalı şirketçe yapılan bakım ve oto-koruma paketi işleminde aracın deri koltuklarında renk değişiklikleri ve dış boyasında çizikler meydana geldiğini, aracın bu haliyle görüldüğünde teslim alınmadığını, daha sonrasında davacı şirket yetkilisinin yurt dışında olduğu bir sırada aracın davacı şirket iş yerine bırakıldığını, araç koltuklarında oluşan renk değişikliğinin başka şeyleri çağrıştırdığından araca kimsenin oturmak istemediğini, söz konusu araçtaki ayıbın giderilmesinin istendiğini ve bu hususta 10.12.2010 tarihli ihtarname gönderildiğini ve araçta oluşan zarara karşılık 22.000,00 TL’nin talep edildiğini, davalı şirketin Beyoğlu 18. Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği, 29.12.2010 tarihili cevabı ihtarnamede, ayıplı hizmet kabul edilmemekle birlikte aracın hasarlı koltuk derilerinin piyasa muadilleriyle değiştirilebileceğini belirttiğini, ancak piyasa muadilinin kabul edilmediğini, kendi muadili ile değiştirilmesi istendiğini ancak değiştirme işleminin yapılmadığını, davacı şirketçe alınan teklife göre araçta oluşan hasarın 20.218,57 TL olduğunu belirterek; şimdilik hasarın 10.000,00 TL’sinin 19.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yazılı cevap dilekçesinde davalı şirketin ... Otomotiv’in yetkili servis ve satıcısı olduğunu, davacı firmanın 23.10.2010 tarihinde davalı firmaya başvurarak 105.000 km bakım, park freninin takılı kalması ve stop lambasının sönük yanması şikâyetleri ile davalı firmaya başvurduğunu ve tüm bu bakım ve servis işlemlerinin yanı sıra davalı firmanın yetkili servisi ile aynı binada bir şubesi bulunan... Sistemleri İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından yürütülen ve oto-koruma olarak nitelendirilen aracın iç ve dış temizliğinin de yapılması talebinde bulunulduğunu, araca ilişkin servis işlemleri tamamlandıktan sonra, aracın dava dışı bu şirkete teslim edildiğini ve davacının talebi doğrultusunda bahse konu işlemlerin yapıldığını, bu nedenle husumetin bu firmaya yöneltilmesi gerektiğini, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafın süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, dava konusu araçtaki ayıbın açık ayıp niteliğinde bulunduğu, bu nedenle de davacının derhal ihbar yükümlülüğünün bulunduğu, davacı taraf süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı, BK.nun 360.maddesindeki haklardan yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki araç tamir sözleşmesinden kaynaklı, alacağın tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır. Borçlar Kanununun 359. maddesi gereğince” İmal olunan şeyin tesliminden sonra, iş sahibi, işlerin mutad cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa, bunları yükleniciye bildirmeğe mecburdur.” Ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması durumunda B.K. 360.maddesine göre iş sahibinin, işi kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıbın bu nitelikte bulunmaması halinde bedelin tenzili ile onarımın yapılmasını ya da masraflarını isteme şeklinde 3 seçimlik hakkı mevcuttur. Ayıp ihbarı süresinde değil ise, iş sahibi bu haklardan faydalanamayacaktır. Somut olayda, yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, araçtaki ayıpların açık ayıp niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, araç sahibi aracı teslim alır almaz, derhal ayıbı ihbar etmekle yükümlüdür. Davalı tarafından aracın, davacı iş sahibine hangi tarihte teslim edildiği, dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.Ancak, davacı tarafından davalıya gönderilen 10.12.2010 tarihli ihtarnamede, araçtaki hasarın giderilmesi talep edilmektedir. Diğer yandan, davacı taraf, aracın bu haliyle görüldüğünde teslim alınmadığını, daha sonrasında davacı şirket yetkilisinin yurt dışında olduğu bir sırada aracın davacı şirket iş yerine bırakıldığını iddia ettiğine ve davalının da bunun aksini ispat edemediğine göre, artık aracın usulünce teslim edilmediğinin kabulü gerekecektir. Öyle ise mahkemece, davacı tarafından davalıya gönderilen bu ihtarın, süresinde yapılan ayıp ihbarı olarak kabul edilip ve bu ihtar değerlendirilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.