Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7449 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5002 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; taraflar arasında, 10.10.1997 tarihli, sabit fiyat garantili konut satış sözleşmesi imzalandığını; davacı müvekkilinin, (...-...-...'te yapılacak binalardan), 602 nolu 124 m2 alanlı daireyi satın aldığını ve kendi edimini (taksitler halinde) yerine getirdiğini; konutun, 30.06.2011 tarihinde teslim edilmesi gerekirken, inşaatın yarım bırakıldığını ve teslimatın yapılmadığını; taşınmazın bugünkü değerinin 90.000 TL olduğunu ileri sürerek; rayiç bedelin davalıdan tahsiline, dairenin öngörülen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle, son beş yıla ait 15.000 TL kira kaybının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki, görev itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunmuş; esası bakımından da, konutun, hukuki ve fiili imkansızlıklar nedeniyle teslim edilemediğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece, "MK. 706, BK. 213 Tapu Kanunu 26 Md.lerinde, taşınmazların satışlarının resmi şekilde yapılması emredici bir hükümdür. Ancak, taraflar arasında yapılan harici sözleşme tapulu taşınmazın mülkiyetinin devrine ilişkin olduğu için geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde haksız iktisap kuralları gereğince, herkes sözleşmenin feshini ve sözleşme gereğince verdiğini geri isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığından ve tapuda devir işlemi yapılmadığından davacıların her zaman ödediği bedeli isteme hakları mevcuttur. Bu nedenle davacının satın aldığı bağımsız bölüm kendisine teslim edilmemiş olup, sözleşmenin feshini istemekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesiyle, dava konusu konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerinin arsa bedeli dahil 140.000,00.-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı, ayrıca, dairenin zamanında teslim edilmemiş olması nedeni ile oluşan kira alacağını da talep etmiştir. Geçersiz sözleşmeye dayanılarak davacının kira ve cezai şart talebinin kabulünün mümkün olmayacağından bu talebinin reddine karar vermek gerekmiştir" gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 90.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, taraflar arasındaki konut satışına ilişkin sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı ve geçersiz olduğu mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, taraflar arasındaki hukuksal ilişki haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiç bir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hem hakkaniyetin hem gerçek adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekir. Aksi halde, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacaktır.Ne var ki, mahkemece; bu iade, denkleştirici adalet ilkesine göre yapılacak bir hesaplamaya dayandırılmamış, yukarıda da açıklandığı üzere, dava konusu konutun dava tarihi itibariyle rayiç değeri gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınmış bulunmaktadır.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.