Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7442 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10771 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş, hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan ...A.Ş. vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 10.05.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı .... vekili Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin, abonesi bulunduğu davalı ...Ş' den almış olduğu telefon hatlarını diğer davalı ...A.Ş'den 15.05.2009 tarihinde satın aldığı santrale bağlı telefon olarak kullandığını, santralde oluşan arızanın 20.07.2010 tarihinde davalı...' nin görevlendirdiği teknik personel tarafından giderildiğini, ancak 13.08.2010 tarihinde telefon görüşme kayıtlarına bakıldığında 20.07.2010 tarihinden itibaren normal olmayan görüşme kayıtlarına rastladığını, bu nedenle santralin devre dışı bırakıldığını, akabinde 20.07.2010 ila 13.08.2010 tarihleri arasındaki dönem için davalı ...Ş. tarafından yapılan toplam 66.500,21 TL lik haksız ücret tahakkuk ettirildiğini, yapılan incelemede görüşmelerin yurtdışı kaynaklı hacker saldırıları sonucu gerçekleştiğinin belirlendiğini, bu olayın meydana gelmesinde kullanılan sistemin güvenliğini sağlamakla yükümlü olan davalı ...Ş. ile hizmetin sunulmasında kullanılan santrali sağlayan davalı..' nin güvenlik zaafiyetinin etkili olduğunu ileri sürerek; davacı şirketin 66.500,21 TL tutarındaki borçtan dolayı sorumlu olmadığının tesbiti ile buna bağlı zararın davalılar tarafından müteselsilen karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacıya ait santrale deneme yanılma yöntemi kullanılarak saldırı yapıldığını ve santral üzerindeki aboneliklerinin şifreleri kırılarak sisteme sızıldığını, bu durumun müvekkili şirket tarafından farkedilmesinin mümkün olmadığını, yapılan görüşme trafiğinin davacı ile diğer davalı ... tarafından farkedilip önlem alınabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davacının, santraldeki arızanın diğer davalı şirket tarafından giderilmesinden sonra şifresini değiştirmesi gerektiğini, ayrıca 2009 yılında yapılan interaktif sözleşme uyarınca davacının kendisine verilen şifre ile görüşmelerin detayı ile ve faturalarını ekranından hemen görebildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; birbirini teyit eden bilirkişi raporlarından, olayda sorumluluğun anormal kullanımı tesbit ettiği anda aboneyi bilgilendirerek hattı kapatma yetkisini kullanmayan davalı ..'ye ait olduğu, deneme yanılma yolu ile kırılamayacak bir şifre bulunmadığından davalı ...'nin de olayda kusurunun bulunmadığı, ancak davalı ....'nin sorumluluğunun davalılar arasında görülecek davada tartışılmasının gerekli olduğu, davacının menfi tesbit davasını her iki davalıya yöneltmekte hukuki menfaatinin bulunduğu ve yapılan yargılama sonunda dava konusu faturalardan dolayı davalılara karşı sorumlu bulunmadığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm ayrı ayrı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1- Davalı ...Ş' nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kararda davaya "Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla" bakıldığının sehven yazılmış olmasına ve bu hususun mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğunun anlaşılmış olmasına göre; davalı ...Ş' nin temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalı...' nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Davacı, yurtdışı kaynaklı hacker saldırılarının, davalı şirketten satın aldığı telefon santralindeki güvenlik zaafiyeti nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürmüştür.Konusunda uzman iki ayrı bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; davalı şirket tarafından santrale yüklenen donanımın ortalama seviyede bir koruma sağladığı, ancak kısa sürede çok fazla şifre deneyebilecek bilgisayar programları tarafından deneme yanılma yoluyla yapılan dış ataklar nedeniyle kırılamayacak bir şifrenin henüz bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketin üretip davacı şirketin hizmetine sunduğu telefon santrali nedeniyle bir kusurunun bulunmadığı, kusurlu olan tarafın anormal kullanımı tesbit etmesine rağmen aboneyi bilgilendirip hattı kapatmayan davalı ...Ş. olduğu bildirilmiştir.Buna göre, mahkemece; davaya konu olayda davalı..'nin bir kusurunun bulunmadığı, tüm kusurun diğer davalı ...Ş'de olduğu gözetilerek, davalı ....'ye karşı açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı... için takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı...'e iadesine, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.