MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin miras bırakanı adına tapu tahsis belgeli arsa için, davalı belediyeye 22.03.2005 tarihinde tapu tahsis talebinde bulunduklarını; davalı ... tarafından, 2981 sayılı yasa uyarınca 08.09.2005 gün ve 3154 sayılı Belediye encümen kararı ile, Tapunun ... mahallesi 7551 ada 16 nolu parsel de 4126 m2 lik taşınmazın 193 m2sinin 80.095 TL toplam bedelle müvekkillerine tahsis edildiğini; müvekkillerinin, taksitler halinde toplam 33.520,83 TL sini ödediklerini; ancak, davalı belediyenin edimini yerine getirmediğini; zira, taşınmazla ilgili 3. kişilerce açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda 22.12.2005 tarihinde taşınmazın satıldığını; davalı belediyenin bu satışı bildiği halde, müvekkillerinden bedel tahsil etmeye devam ettiğini; öte yandan, satış dosyasından da hissesine düşen 984 m2 yer için 1.186.450 TL tahsil ettiğini; müvekkillerine ait 193 m2 ye tekabül eden kısmın ise 232.708 TL olup, müvekkilerine verilmesi gerektiğini iddia ederek; fazlası saklı kalmak üzere davalı belediyenin talep etmiş olduğu 80.095 TL arsa bedeli düşüldüğünde bakiyesi 152.163 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; ayrıca, 8.500,20 TL muhdesat bedeli ile yaptıkları ödemelerin de faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; açılan davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, talep halinde, davacılar adına tahsis edilen önceki taşınmazın muadili bir taşınmazın (gecekondu ıslah veya önleme bölgelerinden birinden) yeniden tahsis edilebileceğini; davacı tarafın tahsis talebinden vazgeçmesi halinde ise, ödedikleri taksit bedellerinin kendilerine zaten iade edileceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile arsa bedeli 152.613 TL'nın 09.07.2010 dava tarihinden itibaren, 28.639.79 TL'nın 02.01.2012 ıslah tarihinden itibaren ve 8.500.20 TL muhdesat bedelinin 09.07.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,33.520.83 TL taksit ödemelerinin 6.674.60 TL'sının 27.01.2006, 6.674.60 TL'sının 25.05.2006, 6.674.60 TL'sının 26.09.2006, 6.822.43 TL'sının 23.02.2007, 6.674.60 TL'nın 28.05.2007 ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda: davalı belediyenin,ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan taşınmaz satış bedelinden 193/984 hisseye karşılık 227.974,79 TL tahsil etmesi gerektiği belirtildikten sonra; davacıların ödemesi gereken, ancak, ödemediği 46.722 TL bu miktardan düşüldükten sonra, talep edebilecekleri miktarın 181.252,79 TL olduğu belirtilmiş, şuyulandırmada; satış dosyasına konu olmayan 28157 ada 2 sayılı parselde değerlendirilen 14/4656 hissenin dikkate alnıması halinde ise, davalının 179/4126 hisse karşılığı alması gereken bedelin ilk raporda belirtildiği gibi 170.525,75 TL olacağı ifade edilmiştir. Mahkemece bilirkişinin bu beyanlarının kararda tartışılıp değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca, davalı belediyenin satış işlemi sonucunda, davacılara ait muhtesattan dolayı bir bedel almadığı anlaşılmaktadır. Bu hususta bir zenginleşmesinin bulunmadığı gözetilmeden muhtesat bedeline hükmedilmesi ve davacıların ödedikleri toplam taksit tutarının karşılığının bilirkişice hesaplandığı, hesaplandığının gözetilmemesi, ayrıca, ödenen bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline dair hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.