AHKEMESİ : KOCAALİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/07/2009NUMARASI : 2007/216-2009/97Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde; davacının annesi muris Yasime Yıldız'ın düzenlediği 07.04.1999 tarihli vasiyetname ile 207 parseldeki taşınmazını davacıya vasiyet ettiğini, 2005 yılında kadastro çalışmaları sırasında davalı Gönül (murisin gelini) adına tescil edildiğini, yurt dışında bulunması nedeniyle itiraz edemediğini beyan ederek, vasiyetnameye konu taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında; kayınpederi Mustafa'nın oğlu (davalının eşi) Zülkari'ye 1975 yılında sattığını, mirasçısı olarak kendisi adına kadastro çalışmaları sırasında tespit edildiğini, daha sonra tapusunu aldığını beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 207 parseldeki taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.Dava konusu vasiyetnamenin 07.04.1999 tarihinde noterde düzenlendiği, murisin tapusu olmayan 4 dönüm fındık bahçesi ile 7 dönüm fındık bahçesini oğlu (davacı) İ.. Y..'a vasiyet ettiği, vasiyetnamenin açılması ve okunması dosyasının 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 06.12.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Vasiyetnameye konu taşınmazın 207 parsel ile aynı taşınmaz olduğuna dair mahallinde yapılan keşifte mahalli bilirkişi beyanları ile tespit edilmiş, taşınmazın tapu kaydının ise (kadastro ile) 12.05.2005 tarihinde davalı Gönül adına tescil edilmiştir.Davada, vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı davacı adına tescili, vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.Hemen belirtelim ki; Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;a- Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir. ( TMK. m.510 ),b- Koşullar ve yüklemeler ( mükellefiyetler) konulabilir ( TMK. m.515, yedek mirasçı atama TMK. m.520 art mirasçı atama TMK. m.521),- Mirasçı atanabilir ( TMK.m.516 ),d-Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK.m.517 ),e- Vakıf kurulması öngörülebilir (...Belirtilen tasarrufların ne şekilde yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet ve iskat (yoksunluk ve mirasçılıktan çıkarma) halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirasçı seçilen kişi, mirasçılık belgesi almadıkça ( MK. m.598 ) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu malı ilgilisinden istemedikçe "yasal mirasçı veya varsa tenfiz memurundan" ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile haklılığını kanıtlamadıkça, vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi olamaz...)Medeni Kanunun 599. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye sahip olma hakkı, sadece yasal mirasçılara tanınmıştır. Vasiyetname ile mirasçı seçilenlerin, ( Mirasçı nasb edilenler) hakları, yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından açıkça itiraza uğramamış ise, bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra bunlar mirasçılık sıfatları hakkında belge verilmesini, Sulh Hakiminden isteyebilirler ( Bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı olmak üzere ) (MK. m.598 ). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirasçılık belgesidir.Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin, durumu ise daha farklıdır. Medeni Kanunun 600.maddesi gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.Vasiyetnameye konu taşınmazın dava tarihinde (halen) muris adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığına göre, davacının öncelikle 207 parseldeki taşınmazın muris adına tescilini sağlamak, ondan sonra 07.04.1999 tarihli vasiyetname gereğince kendi adına tescilini talep etmek olmalıdır.Bunun için, bütün mirasçılarla birlikte dava konusu taşınmazın davalı Gönül adına olan tapu kaydının iptali ile muris adına tescili için tapu iptal-tescil davası açılarak oluşacak sonuca göre vasiyetnamenin tenfizi ile ilgili karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.