Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7402 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3411 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KARABÜK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/11/2012NUMARASI : 2011/740-2012/557Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı bakanlığa bağlı sağlık kuruluşlarına "Diğer 1" grubuna bağlı fatura gönderilmesi gerekirken, davalı şirket tarafından "Ticarethane" grubundan elektrik faturası gönderilmesi ve faturaya belediye tüketim vergisinin de yansıtılması suretiyle fazla ödenen 41.409,86 TL (ıslah ile 100.775 TL)'nin davalı BEDAŞ'dan, 188.710,86 TL'nin ise davalı TEDAŞ'dan tahsilini talep etmiştir.Davalı BEDAŞ vekili cevabında, davacının abone grubuna itiraz etmediğini, davanın TEDAŞ'a yöneltilmesi gerektiğini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Diğer davalı TEDAŞ ise, kurumun diğer davalı BEDAŞ'a devredildiğini, alacaktan onun sorumlu olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davalı BEDAŞ yönünden davanın kabulü ile 100.775 TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, diğer davalı TEDAŞ yönünden pasif husumet ehliyeti olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili ile davalı BEDAŞ vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, davalı S.. B..'na bağlı Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, Toplum Sağlığı Merkezi, Aile Sağlık Merkezi, Karabük Doğum ve Çocuk Bakımevi Devlet Hastanesi, Safranbolu Devlet Hastanesi ve Yenice Devlet Hastanesi ile ilgili aboneliklerin "Diğer 1" grubundan olması gerekirken, "ticarethane"olarak fatura gönderildiği, faturalara ayrıc a belediye tüketim vergisinin ilave edilmesi suretiyle fazla tahsilat yapıldığı, davalı TEDAŞ'ın davalı BEDAŞ'a İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile 24.07.2006 tarihinde BEDAŞ'a devredildiği, abone sözleşmesinin ise bu tarihten sonra 09.01.2008 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacı bakanlığın 100.775 TL fazla ödeme yaptığı açıklanmıştır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada BK.nun 61-66. maddeleri (TBK.nun 77-82. maddeleri) gereğince; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, haklı bir sebep olmaksızın, gerçekte olmayan bir borcun ifası amacıyla yapılan fazla ödemenin istirdadı talep edildiğinden, sebepsiz zenginleşme kurumunda faizin işletilmesi için iade borçlusunun mutlaka temerrüde düşürülmesi gerekir.BK.nun 101/1.maddesi (TBK.nun 117/1.maddesi) hükmüne göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer”.Bu durumda, mahkemece; davacı tarafından davalının temerrüde düşürüldüğü tarihin araştırılarak, bu tarihten itibaren faizin işletilmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, tacirler arasında uyuşmazlık olması halinde TTK.nun 3.maddesi uyarınca tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle, ticari iş mahiyetinde kabul edilmelidir. 3095 sayılı Kanunun 2/3.maddesi gereğince taraflar arasında sözleşme olmasa bile ticari işlerde ticari faiz uygulanır.Ticaret Kanunu kapsamı dışında kalmalarına rağmen bazı işlem, fiil ve işler bir ticari işletmeyi ilgilendirmekte ise ticari iş sayılır (TTK md. 3). Farklı bir anlatımla; bir işte iki tarafın tacir olarak görünmesi, o işin ticari sayılması için yeterli değildir. Bir muamele, fiil veya işin ticari kabul edilebilmesi için ayrıca tarafların ticari işletmelerine de ilişkin olması gerekir. Bir taraf için ticari sayılan husus sözleşme mahiyetini arzetmiyorsa karşı taraf için her halde ticari sayılmaz. TTK.nun 21/11.maddesinin uygulanabilmesi için aranan ön koşul, taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması zorunludur. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ya da haksız iktisapdan (sebepsiz zenginleşmeden) kaynaklanıyorsa bu hükmün uygulama olanağı yoktur. (Yargıtay HGK.nun 16.02.2000 tarih, 2000/19-90 E.-2000/96 K.sayılı ilamı).Bu nedenle, davacı ile tacir olan davalı kurum arasında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak sözkonusu olduğu için davada TTK.nun 21/2 maddesinin uygulama olanağı olmadığından tacir olan davalı yönünden ticari iş niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, mahkemece; yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.