MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesindeki koşullar oluşmadığından ve dosyada duruşma pulu bulunmadığından duruşma talebinin reddine karar verildi. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalıdan 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince taşınmaz satın aldığını, 16.000 TL bedelini ödediğini, davalının dava konusu taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince ...'den önalım hakkına dayalı olarak satın aldıktan sonra tapuda devrini vereceğini taahhüt ettiğini, davalının davacıya tapuda devir vermediğini belirterek ödenen bedelden şimdilik 8.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir.Mahkemece; BK.nun 1.maddesine göre tarafların iradesinin aynı yönde birleştiğinden ve sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 09.01.2008 tarihli harici satış sözleşmesi gereğince “...ye ait 181 parseldeki taşınmazın 4070 sayılı Kanun gereğince önalım hakkına dayanılarak davacı ...'e satıldığı, paranın tamamının alındığı” anlaşılmaktadır. Tapu kaydında, taşınmaz ... adına kayıtlı iken 04.04.2008 tarihinde ...'ye devredilmiştir.Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince TBK.nun 77-82.(BK.nun 61-66) maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak telep edilmektedir.Haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Taraflar arasında düzenlenen 09.01.2008 tarihli harici satım sözleşmesi, taşınmazın devrini sağlamayan geçersiz bir sözleşmedir. Geçersiz sözleşmenin bulunması halinde taraflar aldıklarını birbirlerine geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun varlık sebebinde ise, haksız değer kaymalarının önlenmesi amaçlanmıştır.Bu durumda, mahkemece; davanın esasına girilerek ve taraflardan delilleri sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.