MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak (istirdat) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; öğrenci olan müvekkilinin 01.10.2010 tarihinde...'daki bir üniversiteye öğrenim görmek için gittiğini; yurt dışına çıkmadan önce kullanmakta olduğu mobil internet paketini yurt dışında kullanıp kullanamayacağı, kullanabilecek ise ücretlendirmede herhangi bir değişiklik olup olmayacağını davalı şirketin bayisine sorduğunu, mobil internetini yurt dışında da kullanabileceği, paket aşımı olmaması durumunda aylık 70,00 TL civarında bir ücret ödeneceği bilgisinin verilmesi üzerine müvekkilinin 10 gün süreyle...'da davalı şirketin sunduğu mobil interneti kullandığını, davalı şirketin 08.10.2010 tarihinde müvekkiline mail göndererek,... için standart roaming tarifesi ücretlerini bildirdiğini, müvekkilinin bu mailden sonra mobil internet kullanımını durduğunu buna rağmen davalı şirketin 06.10.2010 tarihli 6.205,70 TL ve 06.11.2010 tarihli 8.987,20 TL'lik fatura tanzim ederek müvekkiline gönderdiğini belirterek; sözleşme ve faturaların iptali ile müvekkilinin davalı şirkete ödemek zorunda kaldığı miktarın faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yurt dışına çıkarken sadece roaming yapılmasını istediğini, davacı aboneye gerekli bilgilerin verildiğini, davacının Ekim döneminde 513 MB, Kasım döneminde 742 MB data kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalının davacıyı doğru bilgilendirmediği ve yaptığı ücretlendirmenin nelerden ibaret olduğunu faturada ayrıntılı göstermediği için tüketiciden dava konusu bedeli istemeye hakkı olmadığı kanaatine varılarak; davanın kabulü cihetine gidilmiş, davaya konu faturaların iptaline, davacının davalıya ödemiş olduğu 15.062,90 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davacı abonenin yurt dışında mobil modem ile internet kullanımı nedeniyle davalı tarafça tanzim edilen faturanın iptali ile ödenen fatura bedelinin davalıdan istirdatı talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, davacı tüketiciyi, yurt dışındaki kullanımın nasıl ücretlendirileceği konusunda, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde aydınlatıp, aydınlatmadığı noktasında toplanmaktadır.Kural olarak abonelik sözleşmesinde kararlaştırılan tarife ve buna ilişkin koşullar tüketicinin onayı olmadan hiçbir şekilde aleyhine değiştirilemez. İşletmeci, farklı ülkelere göre yapılacak ücretlendirme ve tarife bilgileri konusunda gerekli bilgileri tüketiciye vermek zorundadır. Bu bağlamda somut olayda sağlıklı şekilde hüküm verilebilmesi için; olayın Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir. Bu da ancak konusunda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva eden rapor alınması ile mümkün olabilir. HMK'nın 266.maddesi gereğince ancak çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulur. Hakim kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında özel ve teknik bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzman olması gerekir. Teknik konularda mutlaka teknik öğrenim görmüş kişiler bilirkişi olarak seçilmelidir.Somut olayda hesap uzmanından rapor alınmıştır. Hesap uzmanı, davaya konu olayda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, hesap uzmanından alınan rapora dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir. Kaldı ki; rapor; taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözecek nitelikte somut ve bilimsel veriler içermemekte; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde gerekçe ihtiva etmemektedir. Hal böyle olunca mahkemece; davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesindeki savunmaları da nazara alınarak, elektronik haberleşmede tüketicinin hakları ve yükümlülükleri konusunda uzman kişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden, yeterli ve denetlenebilir bir rapor aldırılarak hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.