Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7363 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6479 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı abonenin ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla hakkında başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 6.761,97 TL asıl alacak, 280,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.042,54 TL alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; abonenin elektrik tüketim borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece hükme esas alınan 05.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda; zamanında ödenmeyen faturalar nedeni ile davacı kurumun davalı aboneyi uyarmaması ve bu şekilde davalının bilgilendirilme hakkını kısıtlaması nedeniyle %20 kusurlu olduğu rapor edilmiş, davalının borçlu olduğu toplam fatura bedelinden, davacı ... idaresine atfedilen %20 kusur miktarı indirilerek, davalının davacıya 6.761,97 TL asıl alacak, 280,57 TL faiz borcu bulunduğu ifade edilmiş, bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Hal böyle olunca; davalı abonenin, kullandığı elektrik tüketim bedelinin tamamından sorumlu olduğu göz ardı edilerek; yasal düzenlemelere aykırı olarak düzenlenmiş bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle, davacının alacağından %20 oranında indirim yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozma sebebi yapılmıştır. Diğer taraftan; davanın konusunu oluşturan borcun likit (hesap edilebilir) nitelikte olduğu gözetilerek, davanın kabulüne karar verilen miktarı üzerinden İİK.nun 67.maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, asıl alacak miktarının belirlenebilir olmadığı gerekçesi ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus da bozma sebebi yapılmıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.