MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, dava dilekçesinde, davalının ev ile ilgilenmediğini, kirayı ödemediği, içki içtiğini belirterek 800 TL nafaka tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davacının daha önce açtığı nafaka davasında verilen kararın kesinleşmediğini, dosyanın derdest olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne; aylık 350 TL tedbir nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davalının delilleri arasında bildirmiş olduğu ve dosya arasına alınan ... 1.Aile Mahkemesinin 2011/819 Esas sayılı dosyasında; davacı kadının davalı kocasından tedbir nafakası talep ettiği, davanın 06/09/2011 tarihinde açıldığı, davacının 24.11.2011 tarihinde davadan vazgeçtiğine dair dilekçe sunduğu, 02.02.2012 tarihinde davanın vazgeçme nedeni ile reddine karar verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiğini gösteren davetiye parçalarının dosyada bulunmadığı, kararın kesinleştiğini bildiren şerhinde dosyada yeralmadığı anlaşılmaktadır.HMK'nun 114.maddesinde; aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmamasının dava şartlarından olduğu düzenlenmiştir. Burada anılan dava şartlarından maksat, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca da noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülebilen hallerdir. Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır.Somut olayda; mahkemece dava şartlarından olan aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu diğer bir deyişle derdestlik itirazı değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş; kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.