MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin ... İli ... A-1/12 nolu (27576 ada 1 nolu parsel A-3 blok) bağımsız bölümün maliki olduğunu, su aboneliği yapılması için ...'ye başvurduğunda 4.394 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli istediğini ve müvekkilinden tahsil edildiğini, bu işlemin haksız olduğunu belirterek, fazla ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının satın aldığı meskenin olduğu yere kanalizasyon hizmeti getirdiğini, Belediye Gelirleri Kanunu 87 ve 88.maddeleri ve ... Tarifeler Yönetmeliği’nin 39. maddesi gereğince davacının kanal katılım payı ödemesi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile,davacının kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak davalıya karşı 1.898,61 TL borçtan sorumlu olduğunun, bunu aşan kısımdan sorumlu olmadığının tespitine, davacıdan fazla alınan 2.381,95 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87. ve 88. maddeleri ile bunlara paralel olan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalının yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı takdirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayri menkul sahiplerinden yönetmelikte belirtilen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesislerine katılım payı isteme hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bunun miktarının nasıl belirleneceği eldeki davada uyuşmazlık konusudur.Katılım paylarının hesabına ilişkin ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39/2. maddesinde formül bulunmakta olup formülde -T- olarak simgeleştirilen “gayrimenkulün yararlanacağı su ve kanal hattına metre/tül maliyeti”nin, yine aynı maddenin 5. fıkrasındaki uygulanacağı yılın ve Belediye Gelirleri Kanununun 89. madde/a-son cümlesindeki “Bayındırlık birim fiatlarını geçemez” ifadeleri birlikte değerlendirilerek abonelik başvurusunda bulunulan tarihteki Bayındırlık birim fiyatları üzerinden alınması ve hesabın ona göre yapılması gerekir. Hesaplanan miktarın abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki binanın emlak vergi beyanındaki değerinin %2'sini aşmamak kaydıyla hüküm altına alınması gerekir.Dava konusu konuta ilk kez abone olunduğu, ilk kez abone olan kişiden kanal katılım ve şebeke hisse bedeli istenmesinde yasaya bir aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin konutun bulunduğu bölgeye alt yapı hizmetlerini götürdüğü; bu nedenle davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğu, mahkemece de doğru olarak tespit edilmiş bulunmaktadır. Ne var ki, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeliyle ilgili sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda abonelik başvurusundan önceki yıllarda inşaat aşamasındaki dava dışı kişi tarafından avans olarak yapılan ödeme sırasındaki resmi veriler ve birim fiyatları esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Şu haliyle, abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim değerleri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken, inşaat ruhsatı aşamasındaki ödeme tarihindeki birim fiyatlarının esas alınarak hesaplama yapılmış olması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir.Hal böyle olunca; mahkemece, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden bir bilirkişi raporu alınarak sonucu dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hükümde isabet görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.