Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 730 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16373 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/12/2012NUMARASI : 2011/453-2012/415 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalının davacı idarenin abonesi olduğunu, davalı borcunu ödemediğinden dolayı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, gecikme cezası ile birlikte % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının davacı kuruma herhangi bir borcunun bulunmadığını, 5 katlı binanın zemin katının davalı ve eşine ait olduğunu, binada tek su saati bulunduğunu, ancak gelen faturanın binada bulunanlar tarafından ortak ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Sarıyer İcra Müdürlüğünün 2007/417 Esas sayılı dosyasında yapılan takip ile ilgili olarak 3.932,68 TL için davalının itirazının iptaline, bu miktara takip tarihi olan 23 Ocak 2007 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktarın % 40 tutarı olan 1.573,00 TL inkar tazminatının davacı lehine takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. İSKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 36.maddesinin hükmünde, abone olmaksızın İSKİ'ye ait su taşıyan borulardan veya yer altı suyu kaynaklarından herhangi bir teknik düzenle su almak kaçak su kullanma fiili olarak tanımlanmış; kullanma, süresi, ölçü sisteminin mühür altına alındığı tarih, son endeks tespit tarihi suyun kesildiği tarih, abonman sözleşmesi imza tarihi, varsa daha önce kaçak su kullandığına ait tutanağın tarihi, binaya yeni taşınılmış ise yerleşme tarihi, ana hattan bağlantı yapıldığı tarih ve bilenlerin yazılı ve imzalı beyanları ile İSKİ tarafından belirlenecek diğer tespit şekillerinde dikkate alınarak tespit edileceği, hesaplanan sürenin 90 günden fazla olması durumunda inandırıcı delil ve belgelerle ispatı ve ibrazı gerekli olduğu, bunun mümkün olmaması durumunda kaçak su kullanım süresi abone olmayanlar için, 90 gün kabul edileceği ve hesaplamaların bu süre üzerinden yapılacağı, süre tespitinde kullanım yerinin çalışma özelliği de gözönüne alınacağı ve kaçak su kullanım süresinin 1 yılı geçemeyeceği; sözleşmesiz sayaçsız kaçak su kullananlara kaçak su tutanağı düzenleneceği, kaçak su kullanan birimin türüne, niteliklerine ve çalışan kişi sayısına göre yönergede belirlenecek yeterli izleme dönemi sonucunda tespit edilecek averaj baz alınarak kaçak su cezası tahakkuk ettirileceği açıklanmıştır. Somut olayda, davalı hakkında 13.01.2000 tarihinde kaçak ve usulsüz su kullanımı tutanağı düzenlenerek, binanın şube yolu borusuna sayaçtan bağlantı yapılarak kaçak su kullanıldığının tespit edildiği, tutanak düzenlenen adresin restaurant-gazino olarak işletildiği, tutanak sonrası davalının 16.08.2006 tarihinde İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 36. maddesine eklenen geçici madde gereğince resen abone yapıldığı, dava konusu tahakkuk eden bedelin 13.01.2000 tarihli kaçak su tutanağının tutulmasından sonraki ve abonelikten önceki 08.02.2000-26.12.2005 tarihleri arası döneme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında dava konusu işletmenin 1996 yılından itibaren sürekli olarak başka şahıslara kiralandığını belirtmesine ve davalı savunmasını doğrulayan tanık beyanları bulunmasına rağmen, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığı, 08.02.2000-26.12.2005 tarihleri arası dönemde işletmenin kimin tarafından işletildiği tespit edilmemiştir. Ayrıca yargılama sırasında düzenlenen 15.09.2008 tarihli Bilirkişi Raporunda, davalının kaçak su kullandığının kesin olarak ispat edilemediği ve kaçak su kullanımından yapı malikinin değil kaçak su kullanan kişinin sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen, 14.05.2009 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda davalının ödemesi gereken kaçak su bedeli hesaplanmış, kök ve ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden, ek rapor mahkemece hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan Bilirkişi Raporunun denetime elverişli ve İSKİ Tarifeler Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmediği, bilirkişilerin su bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı, kök ve ek rapor arasındaki çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kaçak su bedelinin yukarıda açıklanan yönetmeliğin 36.maddesi hükmünde açıklanan yönteme göre, denetime elverişli şekilde hesaplanması gerektiği kuşkusuz olup, eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, tutanak düzenlenen adreste 08.02.2000-26.12.2005 tarihleri arası dönemde işletmenin kimin tarafından işletildiği tespit edilmeli, kaçak su kullanma fiilinin davalı tarafından işlendiğinin tespiti halinde, kaçak su bedeli hesabı konusunda uzman bilirkişiye tevdi olunarak, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği kaçak su miktarı ve bedelinin saptanması gerekecektir. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.