MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2012NUMARASI : 2009/201-2012/652Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkili S.. D..'nın eşi diğer müvekkillerinin ise babası muris Fahrettin Durna'nın 13.05.2008 tarihinde, mülkiyeti M.. B..'e ait davalı S.. U.. tarafından kullanılan 3 katlı binanın dış cephesinin boyama işini aldığını, binanın 3. katında balkonda boya yaparken davalı elektrik şirketine ait olan elektrik enerjisi yüklü nakil hattına metal boya fırçasının değmesi neticesinde elektrik akımına kapılarak 3. kattan düşerek öldüğünü, elektrik şirketinin binanın 2,5 metre yakınından elektrik hattı geçirmesi nedeniyle çalışanların can güvenliğini tehlikeye attığını, davalı elektrik şirketinin bu nedenle kusurlu olduğunu, ayrıca ev sahibi ve ev sahibi adına öleni istihdam eden diğer davalı S.. U..'ın da çalışan için gerekli güvenlik tedbirlerini almadığından kusurlu olduğunu, murisin geride kalan mirasçılarının ölenin maddi desteğinden yoksun kaldığını ve bu ölüm nedeniyle manevi yönden zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 15.000,00' er TL manevi tazminat ve davacı S.. D.. için 15.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı K.. A... vekili, müvekkili şirketin belediyenin belirlediği yerlere mevzuat gereğince enerji nakil hattı inşa ettiğini, sorumluluğun enerji nakil hattı varken oraya yapı izni verenlerde ve yapıyı inşa edenlerde olduğunu, davacıların murisinin de meydana gelen olayda dikkatsizliği ve özensizliğinin olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca istenen tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davalı S.. U.., müteveffanın ölümünde kendisinin bir kusuru olmadığını, buna ilişkin yürütülen soruşturmada hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı Menevşe Biner vekili, müvekkilinin kusuru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 23.07.2012 tarihli elektrik mühendisi, iş sağlığı-iş güvenliği uzmanı ve hukukçu bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda, elektrik direklerinin Melikgazi Belediyesince gösterilen yerlere dikildiği, direklerin dikilmesinde ve hatların çekilmesinde eserde tekniğe uygun olmayan eksik veya kusurlu bir yapının mevcut haliyle tespit edilemediği, elektrik direklerinin dikiminden ve elektrik hattının çekilmesinden önce kaza yeri konutun mevcut yerinde yapılmış olduğunun kanıtlanmadığı, hatların 1996-1997 yılında çekiminde binanın mevcut olması halinde de hatların konuta gerekli mesafede çekilmiş olduğu, bu sebeple davalı K.. A...nin kusurunun bulunmadığı, davalılardan Menevşe .. ve S.. U..'ın da aynı sebeple kusurunun bulunmadığı, davacıların murisinin ise işin gereği olan titizlikte çalışmadığı, kazayı öngörebilecek durumda olduğu, kişisel güvenlik malzemesi olan baret, akım geçirmeyen eldiven, boya rolesine metal sap yerine ağaç sap kullanmadığı veya metal sapa izolasyonu sağlayan lastik kaplama yapmadığı, bu sebeple olayın oluşumunda %100 kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. (G.Antalya B.Hukuku Genel Hükümler C.1.2012.İst.sh.533.535.) Kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." Belirtilen yasal düzenleme gereğince davalıların zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının ve binanın yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlı sonuçlarından sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın, olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır. Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır(Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)Somut olayda, Fransa'da ikamet eden davalı Menevşe .'e ait olan 3 katlı binanın, diğer davalı ve Menevşe..'in kızkardeşi olan S.. U.. tarafından kullanıldığı, davalı Sakine'nin binada kira vermeden ikamet ettiği ve karşılığında binayı boyatmak istediği, davalı S.e'nin 3 katlı binanın boyanması işi için boya ustası maktul Fahrettin ..le anlaştığı, 13.05.2008 tarihinde 3 katlı binanın son katının balkon saçak kısmının maktul tarafından boyanması sırasında, maktulün elindeki boya role sapını, binanın 2,5 metre yakınından geçmekte olan elektrik enerjisi yüklü nakil hattına dokundurması sonucunda elektrik akımına maruz kalarak, 3. kattan 7 metre aşağıya düşerek öldüğü uyuşmazlık konusu değildir.Mahkemece, davalı elektrik şirketinden, hattın ne zaman tesis edildiği ve hat projesinin hangi tarihte kim tarafından onaylandığı araştırılmış 15.02.2010 tarihli cevabi yazı ile, belirtilen bölgenin projesinin, şirketin 1000 kwh'ı geçen projeleri onaylama yetkisi bulunmadığından, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca onaylandığı, 10.05.1996 tarihinde projeyi onaylayanların Enerji İşleri Genel Müdürü Mehmet Koyuncu ve Proje Kontrol Şube Müdürü Ali Göngör olduğunun belirtildiği, projenin onayını müteakip elektrik hattının 1996-1997 yıllarında tesis edilmiş olduğunun ve sözkonusu yıllarda bölgede yapılaşma bulunmadığı bildirilmiştir.Ayrıca, mahkemece davalı elektrik şirketinin elektrik direklerinin dikilmesi sırasında direk yerlerinin şirket tarafından mı yoksa belediye tarafından mı belirlendiği ilgili kurumdan sorulmuş, davalı şirket 18.06.2010 tarihli cevabi yazı ile de, hattın tesis edildiği tarihte yapılaşma bulunmadığından direk yerlerinin belediye tarafından gösterildiği, belediye tarafından gösterilen direk yerlerinin değiştirilmesi konusunda şirketin insiyatifinin bulunmadığını, evlerin 1 katlı ve ayrık nizam olarak inşa edilmesi gerektiğini, 3 ifadesinin uyan parsele olan mesafesinin en az 3 metre olması gerektiğini, 5 ifadesinin binanın taban alanının yola en az 5 metre olması gerektiğini belirttiğini, belediye tarafından hazırlanan imar planına uygun olarak direklerin Belediyece gösterilen yerlere dikildiğini bildirmiştir.Kayseri Melikgazi Belediyesinin 15.08.2000 tarih ve 2040 nolu Encümen Kararı ile; M.. B..'in M.. B..a takas usulü ile verilen Eskişehir Gecekondu Önleme Bölgesinde kain 663 ada 20 nolu parseli Kayseri 3. Noterliğinde düzenlenen 27.07.2000 tarih ve 31601 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, bahse konu parselin adı geçene 2942 sayılı kanun gereği takas usulü ile verildiği ve 775 sayılı kanuna tabi olmadığı için, 663 ada 20 nolu parselin Mehmet .. adından düşülerek Menevşe .. adına Arsa Tahsis Belgesinin düzenlenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Kayseri Melikgazi Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Ruhsat Şefliği tarafından yapılan araştırma sonucunda; bahse konu Kayseri ili, Melikgazi ilçesi, Eskişehir Bağları, Osmanlı Mahallesi, Büyükdere sok. No: ..a ait inşaat ruhsatına bilgisayar kayıtlarında rastlanmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan 23.07.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda, dava konusu olay 5510 sayılı yasa kapsamında iş kazası olarak değerlendirilmiş, müteveffa ile davalı S.. U.. arasındaki ilişki 4857 sayılı İş Kanununa göre hizmet akdi olarak nitelendirilerek, davalı şirketin kusursuz sorumluluk kapsamında tehlike sorumluluğu hususuna, diğer davalı Menevşe Biner açısından bina malikinin sorumluluğu hususuna rapor içeriğinde değinilmemiş olup, Bilirkişi Raporu dava konusu olay içeriğine uygun bulunmamıştır.Olayda; davacıların murisi boya ustası Fahrettin Durna ile davalı S.. U.. arasındaki ilişki istisna (eser) akdine dayanmaktadır. Davacıların murisi yüklenici sıfatıyla sözleşme yapmıştır. Yüklenici, kendi alanında uzman olup, iş sahibine karşı bağımsız çalışan kişidir. Sözleşme uyarınca yükümlülüğünü yerine getirirken, kendisinin veya kendisine hizmet sözleşmesi ile bağlı olan işçilerin veya 3. kişilerin maruz kaldıkları zararlardan, eğer iş sahibinin bir kusuru yoksa, sorumlu tutulur. Zira yüklenici, sözleşme ile yükümlendiği işi en iyi bilen, en iyi yapan kimsedir ve iş sahibinden işin tekniği ile ilgili talimat almadan çalışan bir uzmandır. Kural olarak, meydana gelen zarardan kendisi sorumludur. İş sahibinin sorumlu tutulabilmesi için, onun da bir kusurunun bulunması gerekir.Mahkemece, olayın meydana geldiği binanın Gecekondu Önleme Bölgesinde bulunduğu da dikkate alınarak, ne zaman inşa edildiği, bina ve enerji nakil hattının projesine uygun olup olmadığının tespiti için, ilgili belediyeden binanın ve enerji nakil hattının imar durumlarının, plan ve projelerin celbedilmesi, davalı şirket açısından tehlike sorumluğuna ilişkin, davalı Menevşe Biner açısından bina malikinin sorumluluğuna ilişkin, diğer davalı S.. U.. açısından istisna (eser) akdi kapsamında iş sahibinin sorumluluğuna ilişkin değerlendirmeler içeren, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.