MAHKEMESİ : ANKARA 7. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 04/11/2013NUMARASI : 2013/633-2013/1383Taraflar arasında görülen yardım nafakasının arttırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili yararına daha evvel Ankara 6.Aile Mah.'nin E.2011/385-K.1425 sayılı kararı ile 600 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, müvekkilesinin Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olduğunu, davalı babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğunu, davalı babanın doktor olup, ekonomik durumunun iyi olduğunu, müvekkilinin birlikte yaşadığı annesinin ise hukuk müşaviri olarak görev yaptığını, ihtiyaçlar dikkate alındığında nafakanın düşük kaldığını belirterek, nafakanın aylık 2.500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kötü niyetli ve müvekkilini zarara uğratmak amacıyla açılmış olduğunu, Ankara 6.Aile Mahkemesince verilen karar sonrası müvekkilinin gelirinde herhangi bir iyileşme olmadığı gibi, davacının da halen üniversite öğrencisi olduğunu, davacının taleplerinin lükse yönelik olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini nafakanın arttırılmasına hükmedilmesi halinde TMK'nun 176/son maddesi gereği karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının davacıya ödediği aylık 600 TL yardım nafakasının dava tarihinden başlamak üzere aylık 1.250 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı yararına daha evvel hükmedilen yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalının kızı olduğu, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi bölümünde burslu öğrenci olduğu, Ankara 6. Aile Mahkemesi'nin 31.10.2011 tarihli kararı ile davacı lehine 600 TL yardım nafakasına hükmedildiği, gelirinin bulunmadığının, annesi yanında kaldığı annesinin hukuk müşaviri olarak görev yaptığının, davalının ise, hastanede eğitim görevlisi beyin cerrahi uzmanı olduğu Nisan 2013 tarihi itibariyle performans net ödemesinin 7.580,38 TL ve maaşının 3.616 TL olduğunun, aracının ve evinin olduğunun eş ve çocuğu ile birlikte yaşadığının tespit edildiği görülmüştür.Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildirYardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.Buna göre, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü, davacının giderleri ve öğrenim gördüğü üniversite masrafları karşısında, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde, ülke ekonomisindeki gelişmeler ve enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücünün azalması hususları gözönünde bulundurularak, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, davacı lehine daha evvel hükmedilen yardım nafakasının uygun bir miktar artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin tümden reddi doğru görülmemiştirBu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.