MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ .Taraflar arasında görülen menfi tespit ve istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacınınnın müdürü olduğu dershane ve iş hanına ait olan su sayacının davacı üzerine kayıtlı olduğunu, davacının 27.04.2005 tarihinde sayacın yenisi ile değiştirilmesi için davalı ... Belediyesi'ne başvuru yaptığını, 28.04.2005 tarihinde sayacın değiştirildiğini, 2009 yılına kadar gelen tüm su borçlarının davalıya ödendiğini, 27.04.2005 tarihinden 2009 yılına kadar davacıya gelen faturaların başka bir aboneye ait olduğunun 16.02.2009 tarihinde yapılan kontrolde farkedildiğini, davalı tarafından yapılan hata nedeniyle davacının başka sayaca ait faturayı yıllarca ödediğini, davacı tarafından yersiz olarak ödenen 3.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sayacın davalı tarafından yanlış abone numarasına takılmasından dolayı davacıya tahakkuk ettirilen 22.281 TL borcun 8.000 TL'lik kısmı açısından (ıslahla 9.198 TL'lik kısmı açısından) borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, öncelikle davanın zamanaşımı ve usuli sebeplerle reddini, ayrıca esastan da davanın görev yönünden ret edilmesi gerektiğini, olayın idari yargı konusu olduğunu, davacı adına yapılan tahakkuk işleminin doğru olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, benimsenen 07.02.2012 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının yaptığı ödemeler dışında davalı belediyeye 12.734,70 TL borçlu olduğu, dava açmakta haksız olduğu, davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada, davacıya ait sayacın başka bir abonenin sayacı ile değiştirilmesi sonucu davalı tarafından tahakkuk ettirilen 22.281,00 TL'lik borçtan dolayı ıslah edilen miktarla 9.198,00 TL'lik kısmı açısından borçlu olunmadığının yani davacının davalıya toplamda 13.083,00 TL borçlu olunduğunun tespiti ve davalının, davacıdan başka bir abone için tahsil ettiği 3.084,00 TL'lik ödediği bedelinde davalıdan tahsili talebine başka bir anlatımla menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Hükme esas alınan 07.02.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davalının yanlışlıkla kafeteryaya takmış olduğu başka bir aboneye ait su sayacına davacının ödemiş olduğu bedel düşüldükten sonra kalan 12.734,70 TL bedel için davacının davalıya borçlu olduğu, 22.281,00 TL borç tespitinin yapılmadığı belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği belirtilse de davalı tarafından tahakkuk ettirilen su bedeli 22.281,00 TL olduğu, bilirkişi raporunda davacının davalıya 12.734,70 TL borcu olduğu belirtilmesine rağmen davacının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacının başka bir abone için ödediği su bedelinin kendi aboneliğinden dolayı tahakkuk edilen borçtan düşülmesine ilişkin bir talebi olmamasına, ödediği bu miktarın istirdatını talep etmesine rağmen hükme esas alınan raporda başka bir abonenin borcundan dolayı ödenen kullanım tonlarının davalının davacı adına tahakkuk ettirdiği tonlardan düşürülmek suretiyle tespit yapılması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece davacının borçlu olmadığı miktarın tespit edilerek hüküm altına alınması, aynı zamanda ayrıca başka bir abone için davalıya ödediği miktarın tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.