Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7219 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20539 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GEBZE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2014NUMARASI : 2012/454-2014/147Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 28.04.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine açık duruşmaya başlandı. Taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla, evrak üzerinde işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında, 03.09.2008 tarihli, Cumhuriyet altını ile vadeli konut satış sözleşmesi aktedildiğini; davalının, 02.12.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirerek, ödediği bedelin iadesi için müvekili hakkında icra takibi başlattığını; takibin yersiz olduğunu, davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek; Gebze 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5943 sayılı takip dosyası nedeniyle, müvekkilinin, davalıya borçlu olmadığının tespitine; ayrıca, icra takibi dosyasına ödenen 8.000 TL'nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı şirketin, sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden; davalıdan tahsil ettiği altınları iade etmesi gerektiği; bu nedenle, takip nedeniyle davalıya borçlu bulunduğu gerekçe gösterilerek; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmektedir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olayda; taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, 4077 sayılı yasada tanımlandığı şekilde, davacı yüklenicinin satıcı, davalı alıcının tüketici olduğu anlaşılmakla; aynı Yasanın, 23.maddesi gereğince; davaya bakmaya genel mahkeme değil, Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir.Hal böyle olunca, mahkemece; davaya Tüketici Mahkemesinde bakılmak üzere, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; davanın esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.