MAHKEMESİ : ALAÇAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/04/2014NUMARASI : 2013/527-2014/244Taraflar arasındaki tapu iptal ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 28/04/2014 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı asil A.. K.. geldi. Karşı taraf davalı ve vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan asilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; inşaat ustası ve taşeron olan davacının, davalının birçok işini yaptığını; davalının, özel parselasyon yaptırdığı 1113 parseldeki taşınmazın bir parçasını, 10.09.2004 tarihli harici sözleşme ise davacıya sattığını, tapu vereceğini söylediğinden tripleks bina inşa etmeye başladığını, binanın kısmen 2007/ Ağustos ayında bittiğini, bu güne dek tapu verilmediğini ileri sürerek; tapu iptali tescil, olmazsa sözleşmedeki satış bedelinin güncellenmiş değerinin ve bina değerinin tahsilini, bu talepler kabul görmezse, binayı, davacının yaptığının tapuya şerhine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddini istemiştir. Ayrıca, sözleşmenin satış sözleşmesi değil, inşaat sözleşmesi olduğunu, davacının kaba inşaat işçiliği yaptığı ve bilahare yarıda bırakıp gittiğini, bir kısım işcilik alacağı dışında alacağı bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; "satış bedeline ilişkin talebin, sözleşmede herhangi bir bedelin ödendiği belirtilmediğinden, davalı tarafından da bedel alınmadığı savunulduğundan reddine; dava konusu edilen bina değerine ilişkin, 39.750 TL nin davalıdan tahsiline" karar verilmiş; hükmün, taraf vekillerince temyizi üzerine; Dairemizin, 09.05.2013 tarih ve 2013/4989-7775 sayılı ilamı ile; "... davacı tarafıdan yapılan iş bedelinin, arsanın rayiç bedeli olacak eşitlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, arsanın sözleşme tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek, bu bedelin çeşitli ekonomik etkenler (tüketici eşya fiyat endeksi, altın, döviz kurlarındaki artış, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışla v.s.) ortalamaları alınmak suretiyle dava tarihinde ulaşacağı alım gücü bilirkişiden hakim ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, belirlenecek miktar hükmedilmesi ve bunda ayrı olarak, arsa üzerinde bulunan binaya ilişkin, inşaatın tamamlanma oranı ve bina bedeli yönünden mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak ve çelişki giderilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, çelişen raporlardan ikincisi esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden" bozulmuştur.Mahkemece; Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yapılan yargılama sonucunda, harici satış sözleşmesinde arsanın satış bedelinin(davacı tarafından yapılan iş bedeli karşılığı belirlenen rayiç bedeli olarak eşitlenen) denkleştirici adalet ilkesine göre, dava tarihi itibariyle ulaştığı 13.423.03 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline hükmedilmiştir.Ancak, mahkemece, dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Uyulan bozma ilamı uyarınca, bina bedeline ilişkin olarak alınan her iki bilirkişi raporu; inşaatın tamamlanma oranı ve bina bedeli yönünden çelişmekle, mahkemece, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak ve çelişkiyi giderilmek suretiyle hüküm kurmak gerekirken; bu hususta inceleme yapılmaksızın ve bina bedeli yönünden uyulan bozma ilamı uyarınca davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmeksizin, hüküm kurulmuştur. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.