Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7214 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6670 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; taarfların 2009 yılında boşandıklarını, davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının sigortalı olarak çalışmaya başladığı ve 1000 TL üzerinde maaş aldığını, ailesiyle oturduğunu, davacının ise itfaiyeci olarak çalıştığını, maaşından davalı için nafaka ve tazminat kesintisi bulunduğunu, davalının yoksulluk nafakasının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; iddiaların yersiz olduğunu, davalının asgari ücretle çalışmasının yoksulluğu ortadan kaldırmayacağını belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalının sigortalı çalışarak 739 TL gelir elde ettiği, davacının 1800 TL maaşından başka geliri olmadığı ve tarafların maaşları arasında önemli bir farklılık bulunmadığı, yoksulluk nafakası şartlarının davalı yararına oluşmadığı gerekçe gösterilerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.TMK'nun 176/IV.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat, sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla yaklaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve ileride bir anlam taşır.HGK.'nun 07.10.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; HGK.'nun yerleşik kararlarında, "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK 07.10.1998 gün-1998/2-656 E.-1998/688 K., 26.12.2001 gün-2001/2-377-339 sayılı kararları)Somut olayda; davalı kadının sigortalı olarak çalıştığı 739 TL gelir elde etmekte ve 250 TL yoksulluk nafakası almaktadır. Bu durumun davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Bu nedenle mahkemece; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasındaki dengeyi kuracak şekilde hakkaniyet ölçüsünde yoksulluk nafakası bir miktar indirilerek hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.