Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7210 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21931 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BOZDOĞAN ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2014NUMARASI : 2014/44-2014/336Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili 25.02.2014 tarihli dilekçesinde; davacı lehine 2009 tarihinde hükmedilen 250 yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını belirterek 800 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir.Davalı cevabında; üniversite mezunu olan davacının çalışabileceğini, kendisinin başka geliri olmadığını, boşanırken tazminata da hükmedildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının üniversite mezunu olup, iş bulup çalışabileceği; yargılama devam ederken 28.05.2014 tarihinde vefat eden babasından SGK cevabına göre davacının talebi halinde 360 TL maaş bağlanabileceği yine vefat eden babasına ait 13 adet taşınmazda mirasçı olması sebebiyle hak sahibi olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekir.Türk Usul Hukukuna göre, her dava açıldığı tarihteki maddi ve usuli esaslar çerçevesinde hükme bağlanır. Buna göre, dava açıldığı tarihte var olan alacakların hüküm altına alınması istenebilir; dava tarihinden sonra doğacak haklar için (o davada) karar verilmesi mümkün değildir (Prof. Baki Kuru, Hukuk Usulü, Cilt 2, İstanbul 2001, sh.1678 vd., Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, İst.1966 sh.297 vd). Türk Usul Hukukunun gereği olan bu yön ayrıca 28.11.1956 gün ve 15/15 sayılı İBK. ile de teyit edilmiş bulunmaktadır. Ancak, tekrarlanacak edimleri ihtiva eden dava türlerinde (nafaka, kira, irat şeklinde tazminat gibi) ileriye dönük olarak hüküm verilebilmesi, bu ilkeyi zedeleyecek nitelikte değildir. Zira bu tür davalarda da İBK. na uygun olarak dava tarihindeki şartlar göz önüne alınarak sonuca varılacaktır.Hal böyle olunca; tarafların "dava tarihi itibariyle" gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, iki dava tarihi arasındaki endeks artış oranları ve TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak nafakanın en azından ÜFE endeksi artışı oranında arttırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.