MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalının BD 8499128-0 nolu sözleşme ile müvekkili idarenin abonesi olduğunu, davalı abonenin kullanılan su bedellerinden gecikme cezalarından ve abonelikten kaynaklanan her türlü giderden sorumlu olmasına rağmen borçlarını ödemediğini belirterek toplam 5.338,44 TL alacaklarının, dava tarihinden itibaren asıl alacak için Tarifeler Yönetmeliği gereği aylık %2 ve değişen oranlarda gecikme cezası ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, abone iken bütün borçlarını düzenli ödediğini, ancak bir seferde 3200 TL borç gelince bu duruma itiraz ettiğini, itiraz üzerine davacının su saatini alıp götürdüğünü ve saatinin kaybolduğunu, keza 1+1 olan evi için istenilen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 5.338,44 TL alacağın içinde 3.385,80 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren %2 ve değişen oranlarda gecikme cezası uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; dava konusu alacağa gecikme cezası uygulanabilmesi için taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesinde buna dair bir hüküm bulunmalıdır. Taraflar arasında düzenlenen 02.05.2005 tarih ve 8499128-0 nolu sözleşmede gecikme cezasına dair bir hüküm bulunmadığından, gecikme cezası istenemez. Ancak, çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince davacı kurumun yasal faiz isteme hakkı mevcuttur. Bu nedenle, dava konusu alacağın yasal faizi hakkında yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.