Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7085 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21167 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SİNCAN 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 19/09/2013NUMARASI : 2013/289-2013/606Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı, Sincan 2. Aile mahkemesinin 2009/1253 esas, 2010/1035 karar sayılı 03/05/2012 tarihinde kesinleşen ilamı ile davalıdan boşandığı,davalı lehine kesinleşme tarihinden itibaren 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalıştığını öne sürerek, davalı lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasını dava ve talep etmiştir.Davalı, yoksulluğa düşmemek için çalıştığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, davalı tarafların maddi durumunun boşanma davasındaki süreç ile benzer olduğu, nafakanın kaldırılmasını gerektirecek önemli bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.TMK.nun 176/4. maddesine göre: " Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 176/3. maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır". Davacı, yukarıdaki yasa hükümleri gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlıgını geliştirmek icin zorunlu ve gerekli gorülen harcamaları karsılayacak duzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekır. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir ( HGK. 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E.- 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları ). Somut olayda; davacının, emekli bankacı olup, 1400 TL aylık aldığı, okuyan oğluna 150 TL yardım nafakası ödediği; davalının ise, temizlik elemanı olarak çalıştığı, asgari ücret (773 TL) aldığı anlaşılmaktadır.Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşuncelere dayanır. Onun icindir ki bilimsel oğretide: "Evlilik birligınde esler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır ( Akıntürk, Turgut: Aile Hukuku, 2. cilt, İst. 2002, sh.294 ). Davacının aylık gelir durumuna göre değerlendirildiğinde, davalının çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakada (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.