MAHKEMESİ : ZONGULDAK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2013NUMARASI : 2013/282-2013/270Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkil kurumun 27/07/2010 tarihli yazısı ile davalı Sağlık Bakanlığı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. E..Y..tarafından ameliyat edilen ve tedavileri yapılan sigortalı ve hak sahiplerinin ameliyatlarında kullanılan tıbbi malzemelerde, yine bu şahısların gördükleri tedavilerine istinaden tahsil olunmak üzere kurumlarına ibraz edilen Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine ait faturalarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı ve kurumlarının zarara uğratıldığını belirterek bu zararların, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın görevli doktorun kişisel kusurundan kaynaklanan nedenlerle idareye karşı hizmet kusuru nedeniyle açıldığı, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sırada eylemden doğan zararın giderilmesine yönelik açılan davanın 2557 sayılı İ.Y.U.K'nun 2/1-b maddesinde yer alan tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesi, idari dava türleri olarak, "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile" İdari eylem ve işlemlerden doğan kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarını belirtmiştir.İdari işlemler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından kamu hukuku kuralları uyarınca tek taraflı olarak tesis edilen ve re'sen uygulanabilir nitelikte olan hukuki tasarruflardır. Başka bir deyişle idarenin, özel hukuk hükümlerine tabi herhangi bir sözleşmeye dayanak alınmadan yapılan işlemleri, idari işlem niteliğindedir.Somut olaya gelince; davacı, salt haksız ödemeye dayanarak davalı kuruma karşı alacak davası açmış bulunmaktadır. Bu durumda, Borçlar Hukukunun "sebepsiz zenginleşme" ilkelerine göre uygulama yapılması, genel hükümler çerçevesinde adli yargıda dava açılıp görülmesi gerekir. Mahkemece davanın esasına girilerek, ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.