MAHKEMESİ : MANAVGAT SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/03/2012NUMARASI : 2011/1235-2012/181Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, davalının 19 ayrı apart dairesine su abonesi olduğunu, atık su kullanımından kaynaklanan ve tahakkuk ettirilen bedelin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'nun 3.maddesinin (b) bendinde; "Mahallî idare birliği: Birden fazla mahallî idarenin, yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişisini ifade eder." hükmü yer almaktadır.Aynı kanunun 9.maddesinin (e) bendinde ise, birlik meclisinin görev ve yetkileri arasında, birlik tarafından yürütülecek hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek sayılmıştır.Manavgat Çevre Koruma, Turizm Altyapı Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği Tüzüğü'nün 7.maddesinde, pis suların çevreyi kirletmeden uygun yerlere aktarılıp boşaltılması ve arıtılması birliğin görev ve hizmetleri arasında olduğu belirtildikten sonra; 11.maddede ise, birlik hizmetleri için uygulanacak hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirleme yetkisi Birlik Meclisinin görevleri arasında sayılmıştır.HMK'nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi davalı tahakkukların esas almış, ayrıca su/KSUB bedeli hesaplaması da yapmamıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin atık su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken atık su bedelinin taraflar arasındaki 28.01.2003 tarihli sözleşme ve yukarıda açıklanan ilgili mevzuat hükümlerine göre ayrıca hesaplanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının atık su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendisi bir bilirkişiye verilerek talep edilen bedellerin taraflar arasındaki sözleşme ve yukarıda açıklanan ilgili mevzuat hükümlerine göre denetime elverişli bir şekilde hesaplanması için rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.