MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; davalı şirketin 3746 no.lu sanayi grubu elektrik abonesi olduğunu, 15.01.2003 tarihli kaçak/usulsüz elektrik kullanım tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen borcu ödemediğini, bu nedenle başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı ise, iş yerinin yaklaşık 40 yıldır faaliyette olduğunu, kaçak elektrik kullanmadıklarını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 7.HD'nin 2006/2758-2736 sayılı kararı ile özetle; davalı şirket yetkilisinin gerek İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde ve gerekse duruşmadaki beyanında kaçak ve usulsüz elektrik kullanmadıklarını açıklayarak tutanak içeriğine karşı çıkmasına ve savunmasını ispat için delil listesi vererek tanık göstermiş olmasına rağmen davalı tarafın savunması üzerinde durulmadığı, tarafların delilleri toplanmadığı, özellikle 1/3 eksik tüketimin ne şekilde hesaplandığı davacı tarafa açıklatılmadığı, tutanak içeriğini ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunun gözardı edildiği gerekçeleriyle bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada; işyerinin düzenli çalışan bir işyeri olmamasına karşılık tespit tarihi öncesi dönem tüketiminin ortalamasının tespit sonrası dönem tüketiminin üzerinde bulunmasının akım trafolarının sağlam ve akım ilettiğine ve arızalı olmadığına işaret etmesi, yapılan tespit sırasında bir akım trafosunun arızalı olduğunun yapılan fiili bir ölçüme göre tespit edilmemesinin yanı sıra tespit sonrasında bu konuda yapılmış bir laboratuvar ölçümünün yer almaması birlikte değerlendirildiğinde yapılan tespitin hatalı olduğunun kabulü gerektiği, doğru bulgu ve belgelere dayanmayan tespitin kaçak elektrik tüketimini içermesi olanaksız olduğu gibi ayrıca fark tahakkuku yapılmasına yeterli bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Bozmaya uyulmuş ise de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.Somut olayda; davalı, tutanağın aksini ispat edemediği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkeme gerekçesi de varsayıma dayalıdır. Oysa, kaçak tespit tutanağı, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sırasında alınan davacı tanık beyanları ile dosya arasında bulunan sayaç muayene raporundan sayacın bakanlık mühürlerinden birinin bulunmadığı diğerinin kopuk olduğu ve akım trafolarından birinin de arızalı olduğu anlaşılmaktadır. Mühürlerin ve trafodaki arızaların nitelik ve nicelikleri nazara alındığında sayacı kendi sorumluluğunda bulunan davalı şirketin...'nin 18.maddesine göre de sayacın arızalanması veya ölçme hassasiyetinden şüphe edilmesi halinde dağıtım şirketlerinden kontrol talep etmesi gerekirken, bu işlemi yapmadığı da nazara alındığında mevcut kaçak kullanımdan sorumlu tutulması gerekirken, yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.