Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7053 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4294 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ERUH ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/03/2013NUMARASI : 2008/2-2013/43Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, davacının, davaya konu taşınmazı 23.12.1958 tarihinde 45 TL bedel ödemek suretiyle hazineden satın aldığını ve kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın davacı adına kayıt edildiğini ancak dava dışı Orman Genel Müdürlüğü'nün açtığı kadastro tespitine itiraz davası neticesinde taşınmazın öncesinin orman olduğu gerekçesiyle tespitin iptaline, taşınmazın orman vasfıyla hazine adına tespit ve tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay onamasında geçerek 07.10.2008 tarihinde kesinleştiğini, bu suretle davacının taşınmazın mülkiyetini kaybettiği gibi taşınmazdaki ağaçlardan ve gelirden de mahrum kaldığını belirterek, şimdilik taşınmazın dava tarihindeki değeri 7000 TL ile,kadastro mahkemesinde aleyhine yükletilen 1.107,75 TL yargılama masrafı olmak üzere 8.107,75 TL'nin ve 21.02.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de, toplam 106.624,67 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı Hazine temsilicisi, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının değeri 28.379,22 TL ile taşınmazın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplanan değeri 86.353,20 TL'nin toplamı olan 114.732,42 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosya kapsamına göre,davacı tarafından davalı Hazineden satın alınan taşınmazın, evveliyatının orman olması nedeniyle, davacının dayandığı tapu kaydının hukuken geçersiz olduğu duraksamasızdır. Ormanlar nitelikleri itibariyle kamu malı olup hiçbir zaman özel mülke konu olmazlar.Böylesine yerlerin her nasılsa özel mülke konu olabilecek şekilde tapuya tescil ettirilmeleri o yerlerin özünde yatan kamu malı olma olgusunu ortadan kaldırmaz,bu durumda davalı Hazine tarafından davacıya yapılan satış, halen orman tahdidi içinde kalan taşınmaz bölümlerinin mülkiyetinin orman olarak hazineye ait olması nedeniyle geçersiz olup davacı geçersiz olan bu satıştan dolayı verdiğinin istirdadını sebepsiz iktisap kurallarına göre isteyebilir.Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça 23.12.1958 tarihinde ödenen satış bedelinin ifanın imkânsız hale geldiği (taşınmazın orman vasfıyla hazine adına tesciline dair kararın kesinleşme tarihi olan 07.10.2008) tarih itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken,yalnızca TÜFE oranındaki değişiklikler nazara alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.