Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7032 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 486 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 5.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2013/356-2013/1253Taraflar arasında görülen nafaka artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, tarafların Ankara 6.Aile Mahkemesinin 2011/584 Esas ve 2011/613 K.sayılı kararı ile 12/05/2011 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuklar M..S.. ve H...un velayetlerinin davacıya verildiğini, davacı için aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için aylık 200,00'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süre içerisinde çocukların ihtiyaçlarının arttığını, davalının nafaka dışında başka bir yardımda bulunmadığını belirterek, davacı için nafaka miktarının 750,00 TL'ye, çocukların her biri için de aylık 600,00'şer TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin iddia edilenin aksine çocuklarının maddi ve manevi ihtiyaçları ile ilgilendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 150,00 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 190,00 TL'ye çıkartılmasına, tarafların müşterek çocuğu M.. S.. K.. ve H..r K..'şer TL 'ye çıkartılmasına, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir.Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki bilimsel öğretide: "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır (Akıntürk, T..: Aile Hukuku, 2. cilt, İst. 2002, sh.294).Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.Somut olayda, tarafların 07.06.2011 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının dava dilekçesinde sehven yoksulluk nafakası miktarını aylık 150,00 TL olarak belirttiği ve bu miktar üzerinden nafakanın artırılmasını talep ettiği, mahkemenin de talep nedeniyle yanılgıya düşerek aylık 150,00 TL üzerinden yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verdiği ve yoksulluk nafakasını aylık 190,00 TL'ye çıkarttığı anlaşılmaktadır. Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının işçi olarak çalıştığı ve aylık 850,00 TL maaş aldığı, 3 çocuğu ile 1/4' ü kendisine ait olan evde kira vermeden ikamet ettiği, davalının asonsör tamircisi olarak B.. .A...r A.Ş.'de çalıştığı, 1.319,08 TL-3.241,72 TL arasında her ay değişen miktarlarda net ücret aldığı, aylık 500,00 TL kira ödediği tespit edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, yıllık ÜFE artış oranı, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları da dikkate alınarak, davacının yoksulluk nafakası artırım talebinin mahkemece boşanma kararı ile hükmedilen aylık 250,00 TL olan miktar üzerinden değerlendirilmesi gerekirken, sehven aylık 150,00 TL üzerinden değerlendirilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.