Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6983 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 94 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KASTAMONU AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2013/44-2013/73Taraflar arasında görülen manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan S.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesi ile; olay tarihinde henüz reşit olmayan davalıların fiilleri sonucu davacı küçük Satıcan'ın burnunun kırıldığı, kırığın yanlış kaynadığı ve yüzde sabit esere neden olduğunu iddia ederek, davalı küçükler M.. B.. ve A.. Y..in haksız fiili bizzat işleyen sıfatıyla, anneleri S.. B.. ve Ş..Yı.'ın ise ''Ev başkanının'' sorumluluğu hükümleri gereğince velayetleri altında bulunan oğullarının haksız eylemi sonucu sorumlu oldukları iddiasıyla 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar M... B.. ile S..B..'ndan, 2.500,00 TL manevi tazminatın ise davalılar A.. Y.. ve Ş.. Y..'dan haksız fiil tarihi olan 01/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı S.. A.. vekili cevap dilekçesi ile; M...'ın davaya konu burun kırığına neden olacak şekilde bir vurmasının söz konusu olmadığını, olay ve zararın meydana gelmesinde bir kusuru olmadığını, 13 yaşında bir çocuğun devamlı gözetim altında tutulamayacağını, müvekkilinin çocuğunu en iyi şekilde yetiştirdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Davalı Ş..Y... dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile; çocuğunu en iyi şekilde yetiştirdiğini, davayı kabul etmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılar S.. B.., M..B.. (A..)'dan haksız fiil tarihi olan 01/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan A... Y...ve Ş... Y...'dan haksız fiil tarihi olan 01/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı S.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendlerde sayılanlar dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği Medeni Yasa'nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda; dava konusu olayın oluş biçimi ve özellikleri ile fiilin niteliği, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, hükmü temyiz eden davalı aleyhine, takdir olunan manevi tazminat tutarı çok fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.2-) Küçüklerin eylemlerinden dolayı kural olarak sorumluluk aile başkanına ait olsa da, temyiz gücü olan küçüğün haksız fiilinden de sorumlu olması nedeniyle davanın aile başkanı ile birlikte küçüğe karşı açılması mümkündür. Bu durumda küçük zarar sorumlusu olarak, aile başkanı ise kanun uyarınca sorumlu olacaktır. (G. H.Tahsin, Haksız Fiil Sorumluluğu ve Tazminat Hukuku, Ankara, 2010, syf.360) Ne var ki; somut olayda hükmü temyiz eden davalı küçüğün temyiz gücüne sahip olduğuna dair dosya içinde herhangi bir bilgi, belge ya da iddia bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, aile başkanı olan S.. A.. ile birlikte küçük M. aleyhine de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.