Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6917 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3379 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2008/171-2012/534Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı İSKİ vekili dilekçesinde, davalının "sanayi suyu satış izin belgesi" almadan su satışı yaptığını, ilgili yönetmelik gereğince davalıya ceza tahakkuk ettirildiğini,ancak davalının ödeme yapmadığını beyan ederek 7104 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine,Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 26.2.2008 tarih ve 2007/4873 E. ve 2008/737 K. Sayılı ilamı ve " Toplanan delillerden sanayi suyu satış izin belgesi almadan sanayi suyu satışı yapan davalı hakkında ilk olarak 28.09.2000 ve 26.11.2001 tarihlerinde tutanak düzenlendiği ve izin belgesi alması için 04.12.2001 günlü 550-552-11599-131439 sayılı yazının yazıldığı, bilahare 30.09.2002 tarihinde tutanak düzenlenerek tahakkuk ettirilen 2.263.971.600 TL cezayı ödemesi için 550-552-6684-110649 sayılı ve 07.10.2002 tarihli yazının yazıldığı ve 15.10.2002 tarihinde yazının tebliğ edildiği, cezanın ödenmemesi ve izin belgesinin alınmaması üzerine 23.11.2002 tarihinde ikinci kez tutanak düzenlendiği ve 4.841.020.800 YTL cezayı ödemesi için 12.12.2002 tarihli 550-552-7968-130445 sayılı yazının yazıldığı, yine ödeme yapılmaması üzerine 21.02.2003 tarihinde dava açıldığı ancak son yazılan yazının davalıya yargılama sırasında 11.06.2003 tarihinde kolluk maarifetiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri dikkate alındığında davalı hakkında ceza ve ikinci kez tutanak düzenlenmesi nedeniyle günde 6 saat çalışma esasına göre artırımlı ceza uygulanabilmesi için ilk tutanak üzerine tahakkuk ettirilen cezanın ödenmesi için yazılan yazıdan önce izin belgesi alınması için yazılan 04.12.2001 tarihli 550-552-11599-131439 sayılı ilk yazının davalıya usulünce tebliğ edilmiş olması zorunludur. Ne var ki; davacı taraf yazının davalıya tebliğ edildiğini gösterir tebliğ belgesini dosyaya sunmadığı gibi, mahkemece de bu yazının davalıya tebliğ edilip edilmediği araştırılmamış, bilirkişi raporu da ilk yazı süresinde tebliğ edilmiş gibi düzenlenmiştir. Kaldı ki; davaya konu ikinci tutanak sebebiyle tahakkuk ettirilen ceza bedelinin ödenmesi istemine ilişkin yazı da davalıya yargılama sırasında yani dava açıldıktan sonra tebliğ edilmiştir. Eksik araştırma ve soruşturma ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez.O halde, mahkemece öncelikle davacı taraftan 04.12.2001 tarihli 550-552-11599-131439 sayılı yazının davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tebliğ edildiği sorulmalı, tebliği ve tebliğ tarihini kanıtlamaya yarar belgeleri istenilmeli, yazının davalıya tebliğ edilip edilmediği ve edilmişse tarihi duraksamasız belirlendikten sonra az yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri de dikkate alınarak ve ikinci tutanağın davalıya yargılama aşamasında tebliğ edildiği de nazara alınmak suretiyle davalıdan istenebilecek bedelin belirlenmesi için gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmalı, sonucuna göre bir hüküm verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir " gerekçesi ile bozularak mahalline iade edilmiştir.Mahkemece, bozma kararına uyulması neticesinde yapılan yargılama sırasında yapılan araştırma neticesinde,bozma ilamında belirtilen, davalı hakkında ceza tahakkuku yapılması için tebliğ gereken yazının tebliğ edilip edilmediği tespit edilememiştir.Akabinde görüşüne başvurulan elektrik mühendisi bilirkişi raporunda "davacı tarafından Yargıtay bozma ilamında belirtilen belgenin davalıya tebliğ edildiğine ilişkin bilgi sunulamadığı, buna göre ve bozma kararı doğrultusunda 30.9.2002 tarihli zabıt için 2263 TL., 23.11.2002 tarihli zabıt için ise, 2410 TL olmak üzere toplam izinsiz satışı yapılan su bedelinin 4684 TL olduğu belirtilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine heyetten rapor alınmış, bilirkişi heyetinin verdiği 22.2.2011 tarihli raporda da, önceki rapor gibi görüş bildirilmiştir. Bu rapora yapılan itiraz üzerine ise, Jeofizik mühendisinden rapor alınmış, bilirkişi 27.8.2012 tarihli raporunda, "İzinsiz sanayi suyu satış işlemlerinde yapılması gereken ilk işin ilgilisine, bu işi yapabilmesi için İSKİ'den izin belgesi almasının gerektiğinin yazılı olarak bildirilmesi olmasına rağmen davacının dava konusu olayda, ilgilisine bu husu su bildirmek üzere yazdığı 4.12.2001 tarihli yazıyı Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle de ilgili yönetmeliğin ceza ile ilgili hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla da davacının davalı hakkında yapmış olduğu cezalı uygulamanın yerinde olmadığı " şeklinde görüş bildirmiştir.Mahkemece anılan bilirkişi raporlarından 27.8.2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Somut olayda, bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunmakta olup, mahkemece bu çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmiştir.Öyle ise mahkemece, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınıp, önceki raporlar arasındaki çelişki de giderilerek, bozma ilamı doğrultusunda yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.