MAHKEMESİ : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2013/106-2013/216Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının davalı taraftan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile tapulu taşınmazdaki hissesini satın aldığını ve satış bedelini de ödediğini, ancak taşınmazın 3.kişiye satıldığını beyan ederek, şimdilik 16.100 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, davacının satış bedelini ödemediğini,paraya ihtiyacı olduğu için de taşınmazdaki hissesini 3.kişiye sattığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacının satış bedelini ödediğini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafından satın almayı vaat ettiği taşınmaz hissesine karşılık satış bedelini ödeyip ödemediği noktasından kaynaklanmaktadır.Dosyada mevcut ve taraflar arasında noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinden "satış vaadini kabul eden alıcının (davacı) satış bedelini 27.08.2012 tarihine kadar ödeyeceği" belirtilmiştir. Dava konusu taşınmaz ise davalı tarafından 3.kişiye 19.4.2012 tarihinde satılmıştır.Medeni Kanun madde 6'ya göre "Kural olarak,herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." Somut olayda, davacı satış bedelini ödediğini idda etmekte, davalı taraf ise bunu inkar etmektedir. Satış sözleşmesinde satış bedelinin ödendiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Bu durumda ispat yükü kendisine düşen davacı taraf, satış bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlü olacaktır.1086 sayılı HMUK.nun 288. ve devamı maddeleri (6100 sayılı HMK.nun 200. maddesi) gereğince olayda miktar itibari ile tanık dinlenemeyeceği gibi davalılar da tanık dinlenmesine muvafakat etmemişlerdir.Ancak, davacının dava dilekçesinde "sair deliller" demek suretiyle "yemin" deliline dayandığının anlaşılması karşısında, davacı tarafa iddiasını ispat için, davalı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, yaptırılacak yeminin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.