MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2014/193-2014/556Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde,Malatya 2. Aile Mahkemesinin 2012/222 Esas, 2012/993 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar Gülbin ve Nehir için aylık 100,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,çocukların artan eğitim masrafları ve ihtiyaçları nedeni ile nafakanın yetersiz kaldığını,iştirak nafakasının aylık 500,00'er TLye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocukları Gülbin ve Nehir için takdir edilen 100,00 'erTL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 150,00'şer TL'ye çıkarılmasına,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2012 yılında boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verildiği,Gülbin'in 5. sınıf,Nehir'in 3. sınıf öğrencisi olduğu,davacının mimar olduğu,serbest çalıştığı,kendine ait evde ikamet ettiği,davalının belediye fen işlerinde inşaat mühendisi olarak çalıştığı,3.500-4.000 TL maaş aldığı,babasına ait evde kaldığı anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş , bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.