Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6860 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14057 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AMASYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2014NUMARASI : 2013/211-2014/78Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalının 1570 nolu elektrik aboneliğini kullandığını, tahakkuk eden fatura bedellerini ödemediği için, bu bedellerin tahsili amacıyla davalı hakkında Amasya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/566 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, haksız itirazın iptali ve takibin devamı ile davacı lehine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, aboneliğin bulunduğu taşınmazın mülkiyetinin Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait olduğunu, Orman Bölge Müdürlüğü'nün 12/08/2005 tarih ve 1470 sayılı oluru ile Milli Eğitim Bakanlığı'na eğitim tesisi amacıyla ön izin verildiğini, talep edilen elektrik bedelinin bu döneme ait olduğunu, sarfedilen enerjiden dolayı abone olan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının Amasya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/566 Esas sayılı takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 2.673,38 TL alacak (1.702,74 TL asıl alacak, 822,58 TL gecikme zammı ve 148,06 TL gecikme zammının KDV'si toplamı) ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden takibin devamına, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiği anlaşılmakla asıl alacağın % 20’si olan 340,55 TL'nın icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Yargıtay HGK. nun (17.12.2014 günlü ve 2014/7-1884 E. 2014/1045 K. sayılı ilamıyla karar düzeltme kanun yolundan da geçen) 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, dağıtım şirketleri tarafından kurallara uyan abonelerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.Yukarıda değinilen Yargıtay HGK. kararı doğrultusunda yerleşmiş ve kararlılık kazanmış Dairemiz uygulamasına göre; kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ihdas edilen ikincil mevzuat (Yönetmelik, EPDK Kurul kararları ve tebliğleri) hükümleri uyarınca, kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti ve iletim bedelleri, elektrik abonelerinden tahsil edilemeyecektir. Zira, TRT payında olduğu gibi bu bedellerde ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesindeki esas ve ilkeleri karşılayan bir kanun hükmüyle elektrik abonelerinden alınabilecektir.Somut olayda, davalının davacı kurumun 1570 nolu elektrik abonesi olduğu, 2007/04 ile 2007/10 arası döneme ait dönem borçlarının davalı tarafından ödenmediği ve bu bedelin tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında düzenlenen 27.01.2014 tarihli Bilirkişi Raporu ile; davalıdan talep edilmesi gereken toplam fatura bedelinin (asıl alacak) 1.702,74 TL, gecikme faizi ise 822,58 TL olarak hesaplanmış olup, rapor içeriğinden toplam fatura bedeli olarak tespit edilen bedelden (asıl alacaktan) kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti ve iletim bedellerinin mahsup edilip edilmediği anlaşılamamaktadır.Mahkemece, hesaplanan asıl alacak miktarı içinde kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti ve iletim bedellerinin olup olmadığının tespiti, olması halinde ise asıl alacak miktarından bu bedellerin mahsup edilmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.