Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6827 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13685 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/11/2013NUMARASI : 2009/368-2013/534Taraflar arasındaki tapu iptal tescil veya tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; tarafların kardeş olduğunu, müvekkili davacının davalıdan 2004 yılı temmuz ayında bedelini ödeyerek taşınmaz satın aldığını; davacının, halen taşınmazda oturduğunu, iyileştirme yaptığını, vergileri ödediğini, tapuda devrin sağlanmadığını; davalının kendilerinden, ecrimisil ve tahliye talep ettiğini ileri sürerek; tapu kaydının iptali ile, davacı adına tesciline; mümkün olmaz ise, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ödenen 12.300.- Euronun iyileştirme bedeli,vergi ve faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davalının, taşınmazı davacıya satmadığını, davacının taşınmazda bedel ödemeden oturduğunu; bu nedenle, ecrimisil ve tahliye davası açtıklarını belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; tapu iptali ve tescil davasının reddine, dava konusu 12.300.- Euronun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 23.01.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Kanunun 29.maddesi ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 83.maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu alacağını aynen vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Lirası ile ödenmesini isteyeceği kabul edilmiştir. Nitekim, 6098 sayılı TBK'nın 99.maddesinde de aynı ilkeler benimsenmiştir.Bu durum karşısında, mahkemece yapılacak iş; hüküm altına alınan 12.300.- Euronun, BK.nın 83.madde (TBKnın 99.madde) hükmü gereğince, fiili ödeme tarihindeki T.C.Merkez Bankası'nın efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığına hükmedilmesi gerekirken; yabancı para cinsinden talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ( HGK.nun 2012/12-1072 E.-2013/496 K.sayılı ilamı)Ayrıca, taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından davalıya 12.300 Euro'nun ödendiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Davacı satın aldığı taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz de talep edemez. Mahkemece hükmedilen alacağa taşınmazın davacıya iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde hükmedilen alacağa dava tarihinden faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.