Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6734 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4995 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... mirasçısı ... vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 06/10/2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... ile Av.... ve ... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilmiş, bu kez yeniden gelmekle belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili kooperatif hakkında...2.İcra Müdürlüğünün 2011/290 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ödeme emrine ilişkin tebligatın kooperatif merkez adresine tebligat kanunun 35.maddesine göre yapıldığını, süresi içerisinde ödeme emrine itiraz edilemediğini, takip konusu alacağın gerçekte olmayan bir alacak olup sadece bir kıymet taktir raporuna dayanarak talep edildiğini, müvekkili kooperatife ait taşınmazların usulsüz olarak dosya alacaklısı ve ortaklarına devredildiğini, bu işlemin iptali için kooperatif ile ... ve arkadaşları arasında 1983 yılından beri davaların sürdüğünü ve kadastro mahkemesinin 2009/2-6 E.K.sayılı ilamı ile taşınmazların müvekkili adına tesciline karar verildiği ve bu kararın kesinleşerek tapuda işlem gördüğünü, işbu dosya alacaklısı ...'ın...1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/175 D.İş.sayılı dosyası ile taşınmazın kıymetini tespit ettirerek bu kıymetin 1/5'nin kendisine ait olduğunu belirterek...1.İcra Müdürlüğünün 2010/2725 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş olduğunu,daha sonra bu kıymeti az bulup yeniden...2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/240 D.İş.sayılı dosyası ile tespit yaptırıp iki rapor arasındaki farkıda...2.İcra Müdürlüğünün 2011/290 Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu,müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek ...2.İcra Müdürlüğünün 2011/290 Esas sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı Vekili işbu dosya ile birleştirilen mahkemenin 2011/380 Esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; asıl davaya konu sebeplerle davalıya...1. İcra müdürlüğünün 2010/2725 Esas sayılı dosyası ile talep edilen alacak ile alacak miktarında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini dava aşamasında ödeme yapılması halinde ödenen miktar kadar istirdat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Vekili asıl ve birleşen dosyaya sunduğu cevap dilekçelerinde; yapılan icra takibine davacıların itiraz etmemesi sebebiyle takibin kesinleştiğini, davacıların kötü niyetle icra takibini sürüncemede bırakmak istediklerini bu nedenle bu davayı açtıklarını, müvekkili aleyhine açılan menfi tespit davasına konu olan alacağın müvekkili ve arkadaşlarının 25 yıl önce bedelini ödeyerek satın aldıkları gayrimenkule ilişkin olduğunu, bu gayrimenkulün tapusunun...Kadastro Mahkemesinin 2009/2 Esas 2009/6 Karar sayılı ilamı ile iptal edilerek davacılar adına tescil edildiğini, davacıların taşınmazının güncel değerinin bilirkişilerce tespitinin yapılarak güncel rayiç değerinin bulunarak bu bedelin şimdilik 1/5'i olan müvekkilinin hissesi oranında davacılar aleyhine icra takibi yapıldığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece,harici satışın hüküm ifade etmediği hallerde tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebilecekleri, asıl dosya ve ve birleşen dosya yönünden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın verildiği 13/06/1985 tarihinden itibaren denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek 05/07/2011 olan dava tarihine kadar ulaştığı değerin 1/5'in davalının hissesine düşen miktar olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile davacının davalıya...2. İcra Müdürlüğünün 2011/290 E sayılı takip dosyasına konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine,birleşen davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya...1. İcra Müdürlüğünün 2010/2725 E sayılı takip dosyasındaki asıl alacak miktarı olan 335.069,90 TL den 199.109,45 TL nin mahsubu ile kalan 135.960,45 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Geçersiz sözleşmelere göre verilenlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı (geçerli) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) mal varlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Geçersiz sözleşme gereğince, diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, bedelin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. İadenin kapsamını belirlemede geçersiz sözleşmenin artık ifa edilemeyeceğini öğrendiği tarih önem arz eder. Çünkü, sözleşmenin artık ifa edilemeyeceğini bilmesine rağmen haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararın artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan talep etme hakkı bulunmamaktadır.Somut olayda, davacının tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihte ifanın imkansız hale geldiğini öğrendiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince taşınmazın alınması için ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeni ile azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle tapu ve iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihte ulaşacağı alım gücü uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak bulunmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Bu nedenle, yanılgılı değerlendirme sonucu yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması usul ve ysaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı olarak davacı kooperatif icra dosyasında davalıya ödeme yapıldığını belirterek istirdat talebinde bulunmuş ise de mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece, icra dosyalarında davacı tarafça davalıya fazlaca ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak davacının istirdat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm tesisi gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350'şer TL vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.