MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkmece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı; ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak aylık 1.500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; davanın reddini istemiştir.Mahkemece 02.02.2015 günlü ve 2014/155 E. 2015/23 K. sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne ve davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 300 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 15.09.2015 günlü ve 2015/5870-14164 E.K. sayılı ilamı ile; davacı eş lehine takdir edilen nafaka miktarının hak ve nesafate uygun olmayacak şekilde düşük olduğu, davacı eş yönünden daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 750 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davaıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle kararın bozmaya uygun olmasına , ayrıca karar başlığında dava tarihi olarak 18.09.2014 yazılması gerekirken, dava tarihi olarak 29.12.2015 yazılmış olmasının maddi hataya dayalı olduğu, bu hususun mahallinde her zaman düzeltilebilceğinin anlaşılmasına göre , davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9 maddesinin 1. fıkrasına göre; nafaka davalarında hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, vekalet ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz denilmektedir. Yine aynı maddenin 2. fıkrasında nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği hususu düzenlenmiştir. ./..-2-Hal böyle iken, mahkemece; davada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan. gereğince 1.800 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu eksik vekalet ücretine hükmedilmesi, ayrıca davada reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, hüküm fıkrasının 6. bendinde davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ne var ki, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte belirtilen nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte belirtilen nedenle hüküm fıkrasının 6. bendinin hükümden çıkartılmasına, hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan ifade yerine '' Davada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan uyarınca 1.800 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.