Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6646 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 295 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ALANYA 1.SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/10/2009NUMARASI : 2007/488-2009/929Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde, davalı abonenin elektrik borcunu ödememesi sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının tükettiği enerji miktarı ve enerji tüketimi sebebiyle borcunun T.. T.. kayıtlarında mevcut olduğunu, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı dilekçesinde, davaya konu sayacın ve elektriğin başkaları tarafından kullanıldığını, kullanmadığı elektriğin borcunu ödemeyeceğine dair itirazda bulunduğunu, ... kasabasında oturduğunu, Yeşilöz köyü ile ilgisinin bulunmadığını, abonenin kimin üzerine olduğunu bilmediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Alanya 2.İcra Müdürlüğünün 2004/3681 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu hakkında asıl alacak, gecikme zammı ve KDV ile birlikte toplam 4.010,98 TL alacak üzerinden icra takibi yaptığı, takibin dayanağının 110239 nolu aboneden kullanılan enerji tüketim borcu olduğu görülmüştür.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK.nun 284 ve 6100 sayılı, HMK.nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporu, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenlerin bilimsel verilere uygun gösterilmemesi, talep edilen bedelin hangi usullere göre hesaplandığının ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplamanın yapılmamış olması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli değildir.Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, bilirkişi heyetinden davacı kurumun davalıdan isteyebileceği bedel hakkında, sözleşme ve fatura tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.