Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 66 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10199 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakası artırım davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalı ile 2013 yılında boşandıklarını, 2012 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin tarafına verildiğini ve çocuk için aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının emekli olup aylık 3.000,00 TL civarında geliri bulunduğunu, yine 100.000,00 TL civarında toplu para aldığını ileri sürerek,müşterek çocuk için hükmedilen aylık 200,00 TL’lik iştirak nafakasının 650,00 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, 2015 yılı Ocak ayı sonunda engelli olarak emekli olduğunu, aylık gelirinin 3.000,00 TL olduğu iddiasının doğru olmadığını,aylık 1.400,00 TL kredi ödemesi ve yine önceki evliliğinden olan çocuğuna aylık 275,00 TL nafaka ödemesi bulunduğunu, talebin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile,aylık 200,00 TL’lik iştirak nafakasının aylık 230,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava; iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir.TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir../..-2-Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 10.02.2014 tarihinde boşandıkları, boşanma kararının 05.03.2014 tarihinde kesinleştiği,boşanma ile birlikte müşterek çocuk 2012 doğumlu velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği sabittir.Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçları incelendiğinde ise,davacının bir ayakkabı şirketinde tercüman olarak çalıştığı ve aylık 1.300,00 TL geliri bulunduğu,üzerine kayıtlı bir aracı olduğu ve babasına ait evde ikamet ettiği;davalının ise emekli olup aylık ortalama 2.200,00 TL geliri bulunduğu,1.400,00 TL civarı ev kredisi ödediği ve tek yaşadığı anlaşılmaktadır.Boşanma kararının kesinleştiği tarih olan 05.03.2014 tarihi ile artırım davasının açıldığı dava tarihi olan 14.08.2015 tarihleri arasındaki süre ile müşterek çocuğun yaşı ve yaşı itibariyle masraflarının bu süre içerisinde artmış olduğu da nazara alındığında,iştirak nafakasının TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerekmektedir.Somut davada,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları,nafakanın niteliği,müşterek çocuğun yaşı,yaşı itibariyle masraf ve ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında,takdir olunan iştirak nafakası artırım miktarı az olup,TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.2-Hal böyle olunca mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle müşterek çocuğun yaşı,yaşı nedeniyle ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu da gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafaka artırım miktarının takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.